Market ve Perakende Sektörü

Archive for the ‘Perakende Sektörü’ Category

Türkiye’de perakende sektörü çok dinamik

Avrupa’nın en büyük perakende şirketlerinden Metro Group bünyesinde bulunan Real Hipermarketler Zinciri, İstanbul, Ankara, İzmit, Konya, Adana ve Antalya’da bulunan 12 mağazasında, bin 800 çalışanla hizmet veriyor. Türkiye’yi, sektörü ve Real’i Taze Gıda Bölüm Müdürü Max Causse ve Spor&Mevsimsel/Tekstil Bölüm Müdürü Denise Bobaru ile konuştuk. Causse ve Bobaru, Türkiye’deki perakende sektörünün çok dinamik olduğunu düşünüyor
 
Özlem ELGÜN HARPUTLUOĞLU

Real’i konuşmaya başlamadan önce sizleri tanıyabilir miyiz? Profesyonel iş hayatınızda Real’den önce nereler, hangi görevler var? Ne zamandır Türkiye’desiniz? Real’le yollarınız nasıl kesişti?
Max Causse: 48 yaşındayım. Bu yaz iş hayatındaki 32’nci yılım doluyor. Fransa, Monaco’da 10 yıl restoranlarda çalıştım. 19 yıl Carrofour’da kariyer yaptım. 8’inci farklı ülkede yaşıyorum. Real’de çalışmaya önce Romanya’da başladım. 4 yıl boyunca oradaydım. 2010 Ağustos’ta Türkiye’ye geldim. Kariyer hayatıma takım liderliği, satın alma, gıda satın alma departman bölümü ve daha sonra da taze gıdalar bölümler müdürü olarak çalıştım. Şimdi de taze gıda satın alma konusunda gıda satın alma direktörüne raporlama yapıyorum. Denise Bobaru: Romanya vatandaşıyım. Yaklaşık 11 yıldır Metro Group bünyesinde çalışıyorum. Bu 11 yılın 5 yılını Metro Cash & Carry’de 6 yılını ise Real’de çalıştım. Türkiye Real‘e geçen Haziran ayında geldim. Yani henüz 1 aydır burada yaşıyorum. Daha önce Ukrayna Real‘de 4 yıl görev yaptım. Ukrayna’dan önce ise kendi memleketim olan Romanya’da görev yaptım. Romanya’da bulunduğum zaman içerisinde 1 yılda 9 mağaza açtık. Oldukça yoğun ve tempolu günlerdi. Bu süreç gerek benim için gerekse de iş arkadaşlarım için muhteşem bir deneyimdi. Tabi ki kariyerimin gelişimi anlamında bana oldukça olumlu etkisi oldu. Bu deneyimim uluslararası tecrübeme de olumlu yansıdı. Hiç şüphesiz bu süreçte sektöründe lider yöneticiler ve profesyonel insanlarla tanışma ve çalışma fırsatı sağladı. Şimdi aynı imkânı Türkiye Real’de de bulacağıma inanıyorum. Yaklaşık 11 yıllık Metro Group çalışma hayatımda departman müdürü olmak üzere tekstil alanında bayan, erkek, çocuk giyim, ayakkabı ve aksesuar olmak üzere tekstilin tüm alanlarında çalıştım ve profilleriyle ilgilendim.

Türkiye’yi nasıl buldunuz? Daha önce de iş için ya da turistik amaçlı gelmiş miydiniz?
Max Causse: Ben ve ailem İstanbul’u çok sevdik. Türklerle çalışmaktan çok hoşlanıyorum. Kendimi Türk insanlarına çok yakın hissediyorum. Çünkü ben de Ege’den, Fransa’dan geliyorum. Türk yemeklerini, özellikle kebabın her türünü seviyorum: İskender kebap, döner kebap, mezeler ve baklava… Daha önce Romanya’da çalışırken 4-5 kez iş amaçlı gelmiştim Türkiye’ye.
Denise Bobaru: Bir anlamda kendimi bu şehre ait hissediyorum. Hiçbir alışma süreci olmadı. Daha önce 3 kez birer haftalık periyotlarla toplantı için Türkiye’de kaldım. Şu anda bildiğim tek yer Real’in merkez ofisi. Geçiş sürecini hissetmedim, sanki daha önce de burada yaşıyormuş gibiyim. Taksim, Sultanahmet, Dolmabahçe, Beşiktaş, Yeşilköy, Kartal ve Ümraniye’yi gördüm.
Türkiye perakendesinin dinamiklerini nasıl buluyorsunuz?
Max Causse: Türkiye’deki perakende sektörünün oldukça dinamik olduğunu düşünüyorum. Başlıca iki tane bölüm var; tabi ilk önce bizim pazarlarımız. Pazarlarımız derken semt pazarlarımızdan bahsediyorum. Son 4 yılda indirimler oldukça ilgi gördü. Ama ben hipermarketin de böyle indirimler yapıp yükseleceğini umuyorum. Çünkü biz tek çatı altında her şeyi sunuyoruz müşteriye. Hem gıdayı hem tekstili hem de gıda dışı ürünleri bir arada veriyoruz. Daha geniş bir çeşitlilik söz konusu… Bu konuda hipermarketler çok daha gelişecek. 
Denise Bobaru: Kabul etmeliyiz ki, burada geçirdiğim süre kapsamlı bir değerlendirme yapabilmem için henüz çok kısa. Ancak, ilk izlenimlerim Türkiye’nin pazar ve ekonomisinin çevre ülkelere kıyasla daha sağlıklı adımlar attığı; buna paralel olarak perakende sektörünün daha dinamik olduğu… Ancak burada özellikle farklı perakende türlerine ait pazar payı hareketlerinin dikkati çektiğini ve bunun da gelecekte bizim için çok daha zorlayıcı olacağını söyleyebilirim. Türkiye tekstil pazarından bahsedecek olursak, güçlü yerel üretim ve geleneksel ticaretin yüksek pazar payı nedeniyle, tekstil işinin konfeksiyon ve moda işindeki tüm perakendeciler ve ünlü mağazalar için zorlu bir mücadele olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, bu ticareti dinamik kılan fırsatlar da bulunuyor. Birkaç tanesinden bahsedecek olursak; tekstil işinde dünya genelinde görülmekte olan olumlu trend, -ki Türkiye de bu trendden ayrı tutulamaz- işin uzmanlarının sundukları koleksiyonların çok benzerlerini müşteriye sunan perakende tarafının bu işte gitgide daha da uzmanlaşması… Bu da orta vadede müşteriyi de bir uzmana dönüştürecektir. Tekstil sektöründeki değişim tüketiciye de bir şekilde yansıyor ve müşteriler de ne istediğini bilen kişiler haline geliyor. Onların da perakendecilerden gün geçtikçe talepleri artmaya başlıyor. En önemlisi de, Türkiye’nin demografik yapısının ve genç nüfusun getireceği uzun vadeli avantajların sadece tekstil sektöründe değil, hemen hemen tüm iş alanlarında olumlu katkı ve sonuçlar yaratacağına inanıyorum.

Gıda güvenliğine maksimum özen Real’in kalite standartlarına ve hijyene çok önem veren perakende zincirlerinden biri olduğunu biliyoruz. Türkiye’de “HACCP” gıda güvenliği sertifikasını almaya hak kazanan ilk hipermarket zinciri de Real olmuştu zaten. Gıda güvenliğine dair sektörde yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Max Causse: Nüfus ve talebin artması ile gıda sektöründe yaşanan hızlı büyüme, yoğun rekabet şartları ve tüketici davranış ve tercihlerindeki gelişmeler sektörün daha pozitif yönde şekillenmesini destekliyor. Bilincin artması ile tüketiciler ürün fiyatları dışında sağlık, kalite, gıda güvenliği, diyet ve beslenme gibi kriterleri de dikkatle incelemeye başladı. Gıda güvenliği konusu sadece tüketicilerin değil, bazı otoritelerin, araştırmacıların ve kamunun ilgisini de çekiyor. Özellikle Avrupa Birliği başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde gıda kalitesi kavramı ön planda yer alıyor. Dünyada ve Türkiye’de gıda güvenliği konusunda “tarladan çatala” prensibiyle başlatılan üretim-hasat-taşıma gibi süreçlerin takibi hâkim. Tüketici sağlığının korunması ve müşteri memnuniyetinde sürekliliğin sağlanması, Türk Gıda Kodeksi ve AB gıda güvenliği yasaları ile uyumlu, etkin bir izlenebilirlik sisteminin oluşturulması, perakende sektöründe ürün güvenliği ve kalitesinin, hijyen alt yapısının sağlanması, çalışan personelin gıda güvenliği ve hijyen bilincinin oluşması ve tüm satış kanallarında standart uygulamaların oluşturulması esas. Bunu sağlayan perakende aktörleri de uluslararası kabul gören standartlar doğrultusunda sertifika hakkı kazanabiliyor. Ulusal ve uluslararası standartlarımız gereği Real olarak biz de gıda güvenliği konusunda oldukça hassas davranıyoruz. Sizin de söylediğiniz gibi Türkiye’de “HACPP” gıda güvenliği sertifikasına hak kazanan ilk perakendeci olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Gıda güvenliği konusunda bir diğer ilk de IS0 22000 belgesine ek olarak IFS standartlarını da mağazalarınızdaki “et üretim bölümü” için uygulamaya başlamanızdı. Bu uygulamadan biraz bahseder misiniz?
Max Causse: Real’in HACCP Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesini alması ile başlayan serüveni kendini geliştirmeye devam ederek, 2007 yılında ISO 22000 (HACPP) belgesi ile sürdürdü. Sektördeki gelişmeleri dünyada ve Türkiye’de yakından  takip ederek sıkı bir denetimden geçerek, yine Türkiye perakende sektöründe bir ilk olmayı başararak, İstanbul Merter mağazası et üretim bölümü için gıda güvenliği konusunda dünyaca kabul görmüş ve gelinen en son nokta olarak kabul gören IFS belgesini puanlama derecesine göre “en yüksek seviyeden” aldık. IFS; GFSI (Global Food Safety Initiative-Küresel Gıda Güvenliği Girişimi) Avrupa, Kuzey Amerika ve Avusturalya’da 40 ticari işletmenin katılımı ile kurulan kurumun onayladığı bir sertifikasyon. Kendi pazarlarında daha güvenli gıda ürünü satmayı amaçlayan şirketler IFS ile birlikte, anahtar kriterler ortaya çıkararak, gıda güvenlik standartlarını ölçülebilir hale getiren bir sistemi oluşturur. IFS’in odak noktası, üretilen ürünün ham maddesinden son mamule kadar izlenebilirliğinin sağlanması, ürün kontaminasyonu, ürün güvenliği tehlike düzeyleri ve ürün işleme ortamı dahil olmak üzere olası gıda güvenliği tehlikelerini ortadan kaldıracak süreçlerin sağlanması.
Tüketicilere sıcak şarküteri reyonlarınızda neler sunuyorsunuz? Yılbaşı ya da bayram dönemlerine özel hazırlıklarınız oluyor mu? Bu ürünler satışlarınıza nasıl bir artı sağlıyor?
Max Causse: Perakende sektöründe hızla büyüyen bir bölüm de sıcak şarküteri bölümü. Bundan 5-10 yıl öncesinde hipermarket içerisinde böyle bir bölüm bulmak neredeyse imkansızdı. Sizin de bildiğiniz gibi sıcak şarküteri bölümünde kahvaltılık ürün gruplarından balığa, dönere, salataya ve özel makarna çeşitlerine kadar birçok pişmiş ürünü bulmak mümkün. Öyle ki tercih edeceğiniz yiyeceğinizin size sağladığı fiyat avantajının yanı sıra Real kalite ve güvencesi ile hazırlanmış olması sizi sıcak şarküteri reyonunda ağırlamamızın en güçlü nedenleri oluyor. Sıcak şarküteri reyonundaki hareketliliğimiz sabahtan kahvaltı saati ile başlıyor. Öğle saatine kadar kahvaltılık çeşitlerimiz ağırlıklı talep görüyor. Sandviçler, börek çeşitleri, kahvaltı tabakları, çorba tercih edilen ürünlerin başında geliyor. Öğlen saatine yaklaşıldığında ise zengin ana yemek çeşitlerin yanı sıra aperatif, tatlılar, sıcak-soğuk içeceklerin satışı da yine en yoğun ilginin gördüğü yiyecekler. Yılbaşı, bayram gibi özel dönemlerde yoğunluğumuz daha da artıyor. Özellikle yılbaşı döneminde, mevcut ürünlerimize ek olarak hazırladığımız ve önceden sipariş yolu ile çalıştığımız pişmiş hindi dolması, roaster dolması ve meze çeşitleri ile müşterilerimize çok alternatifli bir hizmet sunuyoruz. Sıcak şarküteri bölümümüzde toplam 140 ürün çeşidi ile aylık ortalama 110 – 140 bin müşteriye hizmet veriyoruz.

 

Organik ekmek çeşitleri yakında raflarda Organik ürün reyonunuz var mı? Bu ürünlere ilgi nasıl?
Max Causse: Meyve sebzede organik ürünümüz var. Organik bölümümüzde aynı zamanda süt, yumurta, peynir çeşitlerimiz de bulunuyor. Organik ekmek üretimine de geçmeyi, ayrıca kuru gıda da bunu gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Burada önemli olan, organiğin çeşitliliğinin çok olması… Tüm bu gelişim kendini tüm marketlerde gösterecek. Müşterinin isteğine göre organik ürün çeşitliliği de artacak. Fulya, Bilkent ve Ümraniye mağazalarımızda geniş bir yelpazede organik meyve ve sebze reyonumuz bulunuyor. Bunun yanı sıra tüm mağazalarımızda organik kuru gıdalar, süt, yumurta gibi diğer ürünler de yer alıyor. Hazırlık aşamasında olduğumuz organik ekmek üretimimizi de çok yakında müşterilerimize sunmayı planlıyoruz. Tüm üretim ve analiz aşaması tamamlandı, yasal izinlerin alınmasını bekliyoruz organik ekmek için. Organik ürün konusu oldukça hassas, özellikle meyve ve sebze bölümü için bu hassasiyet daha da artıyor. Bu nedenle tedarikçilerimizi düzenli olarak denetleyerek, analizler yaptırarak ürünlerin organik olup olmadığını takip ediyoruz. Türk tüketicilerin organik ürünlere olan ilgisi gün geçtikçe artıyor. Real olarak bizler de müşterilerimize organik ürün pazarındaki tüm ürün çeşitliliğini, yine Real kriterlerine uygun olarak geliştirmeye çalışıyoruz. Kuru gıda olarak organik ürünler tüm mağazalarımızda var. Gelecekteki hedefimiz Fulya, Ankara-Bilkent, Ümraniye olarak başlattığımız organik taze sebze ve meyve bölümlerin tüm mağazalarımızda uygulanması. Ayrıca gerekli izinler alındıktan sonra tüm mağazalarımızda organik ekmek ve çeşitlerini müşterimize sunacağız.
Meyve-sebze ürünlerinizi Türkiye’nin hangi üretim bölgelerinden alıyorsunuz? Bu ürünlerde tüketicilere çok fazla ürün çeşidi sunabiliyorsunuz. Her gün kaç ürün çeşidi sunuluyor meyve-sebze reyonlarında?
Max Causse: Meyve ve sebze satın almamızı Antalya’da bize ait olan bir platformdan yapıyoruz. Bu platformun amacı, üretim alanının merkezinde yer alması sayesinde, ürünlerin tazelik ve kalitesini sağlamamız ve kontrol altında tutmamızı kolaylaştırmak. Ancak doğal olarak bütün ihtiyacımızı Antalya’dan sağlamamız mümkün olmuyor. Bu denenle platformdan alamadığımız diğer ürünleri yerel hallerden tedarik ederek kalite ve tazeliğimizi ön plandan tutmayı amaçlıyoruz. Marketlerimizde mevsimsellik bazında geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Tüm sezon ürünlerini sağlamanın yanı sıra en az bir adet sezon dışı ürün de bulunduruyoruz. Örneğin, sezon ürünleri için aynı meyveyi değişik kalibrelerde ve dolayısıyla değişik fiyatlarla müşterilerimize sunuyoruz. Çünkü her tipte müşterinin ihtiyaç ve tercihlerini göz önünde bulundurmak durumundayız. Reyonlarımızdaki zengin ürün çeşitliliğin yanı sıra ürün grupları içersinde de zengin alternatifleri müşterilerimize sunuyoruz. Mevsimsel olarak değişmekle birlikte 15 -17 çeşit domatesimiz (beef domates, salkım domates, çeri domates gibi), 14 çeşit elmayı bile reyonlarımızda müşterilerimiz bulabiliyor. Bu ürün gruplarına bir de tropikal ürünleri de eklediğimizde meyve ve sebze reyonlarımız kalitesi ve tazeliği ile bir meyve sebze fuar alanına dönüşüyor. 150-200 çeşit sebze ve meyve ürün çeşitliliği bulunuyor. Önemli olan müşteriye istediğini verebilmek… Örneğin patlıcanın uzunu ve yuvarlağını isterse onu verebilmeliyim.  
Unlu mamuller bölümünden de bahsedebilir miyiz? Toplamda kaç farklı ürün sunuluyor?
Max Causse: Her mağazamızda unlu mamuller bölümümüz bulunuyor. Personelimiz tarafından günlük çıkarılan, taze ekmek ve pasta çeşitlerimiz var. Unlu mamul üretiminde kullandığımız tüm hammaddeleri dünyada ve ülkemizde kabul görmüş markaları bünyesinde bulunduran firmalardan tedarik ediyoruz. Real markası ile ürettiğimiz veya firmalardan sağladığımız nihai ürünlerle birlikte yaklaşık 400 çeşit unlu mamul ürünü sunuyoruz. Ürün çeşitliliğimiz sezona ve müşteri taleplerine bağlı olarak zaman zaman artıyor. Ayrıca piyasaya göre indirimli fiyatlarımız oluyor. Örneğin ekmeği bakkal veya marketten daha ucuza satmaya çalışıyoruz. Yaş pasta da yine aynı şekilde normal bir pastaneye göre yaklaşık yüzde 50 civarında daha uygun. Bunun sebebi, işçilik maliyetinin düşük olması. Yani bu üürnleri bizim üretiyor olmamız.

Balık reyonu hali aratmıyor Balık reyonunuzda da adeta bir balık hali gibi… Farklı damak tatlarına sahip tüm müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verebiliyorsunuz sanırım?
Max Causse: Türkiye’ de su ürünleri sektöründe talep gören yurt içi tedarik edilebilecek tüm ürünleri, öncelikle müşteri taleplerimiz doğrultusunda anlaşmalı olduğumuz üreticiler, hal firmaları ve ithalatçılar aracılığı ile tedarik ediyoruz. Gebze’de de su ürünleri platformumuz bulunuyor. Çalışma koşulları Avrupa standartlarında olan platformumuzdan ürünlerimizin yüzde 75 -80’inini tedarik ediyoruz. Soğuk zincir sistemini bozmadan özel araçlarla düzenli olarak platformumuzdan marketlerimize su ürünlerimizi sevk edyoruz. Reyonlarımız neredeyse balık halini aratmayacak çeşitlilikte. Mevsimsel olarak değişmekle birlikte tüm sene boyunca 50-100 arası su ürünleri çeşidimizi balık reyonumuzda bulabilirsiniz. Gıdada olduğu gibi su ürünlerinde de HACCP ve ISO 22000 standartları uygulanıyor. Hedefimiz, artmaya devam eden su ürünleri tüketim talebinin karşılanmasında, perakende sektöründe referans noktası olmak.
Donuk ürün pazarı dünyada ve Türkiye’de sürekli gelişen bir pazar… Türk halkının bu ürünlere bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Max Causse: Türkiye’de son birkaç yıldır dondurulmuş gıda pazarı hareketlendi. Bunda en önemli etken, dünya pazarında söz sahibi firmaların bu sektöre girmesi… Dünyada oldukça geniş bir pazarı olan dondurulmuş gıda ürün pazarı, Türkiye’de henüz emekleme aşamasında. Türkiye, dondurulmuş gıdada kişi başına düşen tüketimle hâlâ Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın çok gerisinde. Bu oran ABD’de kişi başı 51, Avrupa’da 25, Türkiye’de ise 2.5 kilo. Bu nedenle Türkiye olarak bu alanda alınacak daha çok yol var. Real olarak biz de donuk ürünlere olan ilgilimizi geçtiğimiz yıllara göre daha da artırdık. Bu oran geçen seneye kıyasla yüzde 25 arttı diyebilirim. Bu oran üzerinden kıyaslama yaptığımızda ise (piyasa araştırmalarına göre) aynı dönemde sektörde pazarın yüzde 13, bizimse yüzde 25 büyüdüğümüzü gösteriyor. Real olarak sektör pazarın ortalamasından daha hızlı büyüyoruz. Reyonlarımızdaki ürün çeşitliliğimizi müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre gruplandırdık. Ürün dizilimini mağaza içinde bu sınıflandırmaya göre yaptık. Donuk reyonlarımızda pişirmeye hazır yemek çeşidinden su ürünlerine, sebzeden unlu mamullere, pizzadan dondurmaya kadar 400’e yakın ürün çeşidiyle hizmet veriyoruz. Zengin ürün çeşidi ise bizi rakiplerimizden farklı kılan en önemli unsurların başında geliyor. Bir diğer konu da, Türk tüketicisinin donuk ürünlerine karşı alıveriş alışkanlığı… Donuk ürünler şu anda Türk halkının alışveriş listesinde önceden planlama yaptıkları ürünler değil. Mağaza içerisinde çeşitli reklam ve diğer iletişim kanalları ile bu ürünlerle ilgili farkındalığı ve talebi artırmaya çalışıyoruz.
Bu alanda ne tür uygulamalar yapıyorsunuz?
Max Causse: Bu yıl özellikle donuk ürünler için bir kampanya başlattık. Her ay farklı bir ürün grubunda kampanya yapıyoruz. Kampanyada öncelikle bu ürünleri neden almaları gerektiğini, müşterilerimize sağladığı katma değeri gibi konularda bilgi vermeye çalışıyoruz. Bilimsel verinin dışında kampanyada olan ürünlerin tadımı ile müşterilerin damak zevklerine de hitap etmeye gayret ediyor, en uygun fiyatı sunmaya çalışıyoruz. Donuk ürünler için bir focus grup çalışması yaptırdık. Çalışma sonucunda dondurulmuş gıdanın faydaları konusunda henüz ülkemizde tam anlamıyla bir tüketici bilinci oluşmadığını gördük. Müşterilerimiz dondurulmuş gıdanın taze olmadığı yönünde inanışları olduğunu saptadık. Bu nedenle müşterilerimize dondurulmuş ürünlerin üretim prosedürü hakkında bilinçlendirme çalışmalarına başladık. Ayrıca müşterilerin ilk algısı olan pahalı imajına yönelik ise küçük bir hesaplama yaparak dondurulmuş gıdanın tazesinden daha da ucuza geldiğini göstermeye çalışıyoruz. Donuk ürünler pazarının gün geçtikte sektörün iştahını daha da kabartacağı kanısındayız.  

Real Quality ürün sayısı 650’ye çıkacak Real, ‘Private Label’ ürünlerde oldukça başarılı. Toplam satışınızda Private Label’ın oranı nedir?
Max Causse: Kendi markamız tabi ki çok önemli. Müşterinin taleplerine göre oluşturuyoruz markalarımızı. Gıdada Real Quality, gıda dışında Real kullanıyoruz. Toplam satışımız içerindeki PL oranımız gıdada yüzde 4, gıda dışında yüzde 8 seviyelerinde. Bu orana market içinde yaptığımız işlenmiş et, pastacılık ve unlu mamul üretimi dahil değil.
En çok hangi segmentte PL ürünleri tercih ediliyor? Hangi bölgelerde PL satışları daha yüksek oluyor?
Max Causse: PL ürünlerimiz gıda dışı temizlik ve kağıt gruplarında, bakliyat, yağ ve baharat segmentlerindeki ticaretimiz içerisinde önemli paya sahip. Bunun yanı sıra bütün segmentlerde ürün portföyümüzü derinleştirmek ve farklılaştırmak için PL ürünleri geliştiriyoruz. Farklı fiyat ve kalite seviyelerinde müşterilerimize sunduğumuz Tip ve Real markalı ürünlerimiz farklı müşteri ihtiyaçlarına hitap edebiliyor. Bu nedenle PL satışlarımızda lokal bir ayrım bulunmuyor. Bu nedenle PL stratejimizi yerel değil ulusal bazda ele alıyoruz. 
PL ürünleri rafta ne kadar yer tutuyor? Ürünlerin yüzde kaçı PL? Markaları paylaşabilir misiniz?
Max Causse: “Real Quality“ lider marka kalitesini referans aldığımız ancak fiyat olarak lider markanın en az yüzde 20 altında konumlandırdığımız yeni markamızın ismi. Şu anda PL stratejimizin birinci önceliğini teşkil ediyor. Raf konumlandırması her zaman kategorideki lider markanın yanında fark edilebilir bir önyüz sayısı ile yapılıyor. “Tip” markamız ile ise her zaman kategorisindeki “en uygun fiyatı” müşterilerimize sunuyoruz. Ancak “en uygun fiyat” sınıflandırma yaparken de kaliteden ödün vermiyoruz. Tip ürünleri de mutlaka Türk Gıda Kodeksi’nde yer alan kalite gerekliliklerini sağlamak zorunda. 
Perakendeci açısından PL’ın ne gibi avantajları var?
Max Causse: PL ürünler ile ürün portföyünüz içerisinde farklılaşmaya gidebiliyorsunuz. Kategori yönetim stratejimiz doğrultusunda her segmentte PL ürünlerini ulusal markaların yanında konumlandırma şansına sahibiz. Sahip olduğumuz PL markalarımız ile raftaki en ucuz üründen en üst kalitedeki premium segmente kadar PL ürün portföyü planlayabiliyoruz. Bunun yanında müşterilerimizin taleplerine yeni PL ürünler ile hızlı şekilde cevap verebilir ve geliştirdiğimiz yenilikçi ürünler ile marka imajımızı pozitif yönde destekleyebiliriz. İyi kalitenin uygun fiyat ile tüketiciye sunulduğu bir PL ürün portföyü, perakendeciye imaj ve marka iletişimi konusunda da büyük avantajlar sağlar.
PL tüketimi geçtiğimiz yıllara göre nasıl bir seyir izliyor? Satışlar hangi dönemlerde artıyor?Max Causse: PL ürünler 2000’li yılların başında yaşadığımız ekonomik krizler ile hayatımıza uygun fiyatlı ürün alternatifleri olarak girdiler. Ancak temelsiz ve acele hayata geçirilen stratejiler nedeniyle tüketicinin kafasında “PL ürün kalitesizdir” şeklinde bir imaj oluştu. Ancak son yıllarda organize perakende zincirlerinin önderliğinde bu algının kırılmaya çalışıldığı göze çarpıyor. Artık farklı fiyat ve kalite seviyelerinde farklı PL markalar müşteriler ile buluşturuluyor. PL konusu sadece kriz zamanlarında kullanılan bir araç olmaktan çok,  perakendeci için bir marka yönetimi stratejisi halini almaya başladı.
PL’da yeni segmentler, yeni markalar sunmayı planlıyor musunuz?
Max Causse: Real Quality markamıza yaptığımız yatırımlar çerçevesinde bu yılsonunda ürün sayımızı 650 adede çıkarmayı planlıyoruz. Bunun yanında reyonumuzda 550 adet Tip ve gıda dışında farklı kategorilerde kullandığımız 850 adet koleksiyon bazlı PL ürünümüz var. Kısa ve orta vadede ayakları yere sağlam basan bir büyüme planımız var. Bunun ilk ayağını son 1 yıl içerisinde bütün temel tüketim gruplarında ürün portföyümüze eklediğimiz Real Quality ürünlerimiz ile tamamladık ve kategorilerdeki lider markaların yanında markamızı konumlandırdık. www.realquality.com internet sitemiz aracılığı ile ve mağaza içinde organize ettiğimiz ürün tadımları ile müşteri iletişimimizi aktif tutuyoruz. Müşterilerimizden aldığımız geri dönüşler ile ürün portföyümüzü şekillendirmeye devam edeceğiz.

Orijinal ürünler paralel ithalatla daha ucuza Tekstil reyonlarınız kaç ana gruba ayrılmış durumda?
Denise Bobaru: Tekstil reyonumuzu 5 farklı bolüme ayırdık: Kadın, erkek, ayakkabı, çocuk ve bebek. Her bölümün içinde iç çamaşırı, çorap veya beyaz T-shirt gibi temel ihtiyaç dediğimiz ürünlerimiz mevcut. Aynı zamanda city-şehir/street-sokak giyim (kısa dönem koleksiyon) ve de kış sezonu için kışa-koruma ürünlerimiz de bulunuyor. Mümkün olduğunca müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ürünler satmaya çalışıyoruz.
Tekstil konusunda, Türkiye ile diğer ülkeler arasında bir trend karşılaştırması yapacak olsanız neler söylersiniz?
Denise Bobaru: Türkiye pazarı çevredeki diğer ülkelerde bulamayacağınız kadar çok uzmanlık barındırıyor. Fakat yalnızca uzmanlık, üretim ya da gelenek değil, aynı zamanda İstanbul dünya moda haritasında önemli bir yere sahip. Dünyada gelişen son trendlerin ülke içinde de yer alması Türkiye tekstil sektörü için sürekli güncel olması anlamını taşır. Bu durumda diğer ülkelere kıyasladığınızda Türkiye için açık ara bir avantaj sağlar.
Real’de herkesin bildiği spor ayakkabı markalarını çok daha uygun fiyatlarda satın almak mümkün. Bu nasıl mümkün oluyor? Bu orijinal ürünler kendi mağazalarındakilere göre neden daha ucuz?Denise Bobaru: Real’in amacı tüm ürün gruplarında olduğu gibi ayakkabı reyonumuzda da en iyi kaliteyi uygun fiyatlarla müşterilerimize sunmak. Bu ürün grubunun paralel ithalat yöntemi ile direkt olarak yurt dışından ithal ediyoruz. Burada sağlanan fiyat avantajını düşük marjı fiyatlarımıza yansıtarak ürünlerin kendi mağazalarından çok daha uygun fiyatlarla reyonlarımızda yer almasını sağlıyoruz.
Ev tekstili ürünlerini nereden alıyorsunuz?
Denise Bobaru: Türkiye olarak ev tekstili ürünlerini genellikle yerel üreticilerimizden alıyoruz, zira Türkiye tekstil konusunda oldukça uzmanlaşmış bir ülke. Gerek kalite gerekse de ürün çeşitliliğini oldukça iyi koruyor yerli üreticiler. Ancak çok özel ürünlerimizi yurt dışından kendi iç tedarik şirketimiz kanalı ile ithal ediyoruz. İthalat yapmamızın ana sebebi, bu ürün gruplarının tedarikinin Türkiye’deki firmalardan sağlayamamamız.
Özellikle bebek-çocuklara yönelik ürünler bir kalite kontrol sürecinden geçiyor mu?
Denise Bobaru: Kalite bizler için vazgeçilmeyecek bir unsur. Gerek bebek-çocuk gerekse de diğer tekstil ürünleri için aynı hassasiyeti koruyoruz. Tekstil alımlarımızın büyük bir kısmını yerli tedarikçilerimiz temin ettiğimiz için, çalıştığımız firmadan mutlaka ülke yönetmeliğine uygun asgari şartları sağladığından emin olmamız gerekiyor. İthalat yaptığımız ürünler için ise ithal edilecek ürünler kalite standartlarının uygunluk kriterlerine göre kontrol edildikten sonra bize sevk edilmesine izin veriyoruz. Ürün grupları Almanya koşullarına göre belirli kontrollerden geçiyor. Ve biz de diğer ülkeler gibi bu ürün gruplarına dahil oluyoruz. Bu standartlarda Alman kriterlerine göre pazarlanıyor.
Ürün çeşitliliği hakkında neler söylersiniz? Hangi ürünler daha çok tercih ediliyor?
Denise Bobaru: Tekstil ürünlerinde temel ürünlere yöneldik. Örneğin futbol oynarken giyilebilecek en temel ürünleri müşterilerimize sunuyoruz. Yani çok fazla ürün grubundan ziyade daha çok temel ürünlere yer veriyoruz. Spor bölümümüz de daha çok toplar ve aksesuarlar tercih ediliyor. Toplar adetsel olarak en iyi satılan ürün grubu içinde yer alıyor.
Real’in genel cirosunda tekstil ürünlerinin payı nedir?
Denise Bobaru: Değişiklik olmakla beraber tekstil ürünlerimiz, Real’in genel cirosunda ortalama yıllık yüzde 5’lik bir kısmı oluşturuyor.

Bu röportaj Market dergisi’nin 163’üncü sayısından alınmıştır.

Biçen’den yeni şube

Perakende sektöründe yatırımlarını istikrarlı bir biçimde devam ettiren İstanbul PERDER Üyesi Biçen Market, 17. şubesini Yakuplu’da açıyor.
Biçen’in 17. şubesi olacak olan Yakuplu mağazasının açılış tarihini 22 Temmuz tarihinden bir hafta sonrasına, 29 Temmuz 2011 Cuma gününe aldı.
Yeni şube, 800 metrekare satış alanı üzerinde 30 personel ve 5 kasa ile hizmet verecek.

Makro’da yeni görevlendirme

Son birkaç yıldır izlediği büyüme stratejisiyle önemli atılımlar yapan Makro, pazarlama ve satış hedeflerini gerçekleştirmek için sağlam adımlarla yol alıyor.
Bu strateji dahilinde, uzun yıllar önemli firmalarda başarılı operasyonlara imza atan Ahmet Yontar, Makro’nun Satınalma ve Pazarlama Direktörlüğü görevine getirildi. Daha önce Mustafa Songör’ün yetki alanı içerisindeki görevlerden biri olan satınalma ve pazarlama sorumluluğu, Songör tarafından diğer yetki ve görevlerinden bağımsız olarak Yontar’a devredildi.
Son yıllarda birçok farklı kentte yatırımlarını sürdürerek Türkiye perakende sektöründe önemli bir oyuncu haline gelen Makro, yakın zamanda İstanbul’a yaptığı yatırımlarla dikkatleri bir kez daha üzerine çekmişti. Uzun zamandır Ulusal Market klasmanında yer alan Makro, kurumsal yapısını günden güne geliştirmeye devam ederken; profesyonel kadroları yer açmaya başladı. Yontar, Makro çatısı altında profesyonel yaşamını üst düzey yönetici olarak sürdürmeyi, üretime ve yeni projelere dönüştürecek bir ekibi yönetmeyi hedeflemektedir. Yeni ürün ve proje takımlarına liderlik etme ve yetenekli çalışanların potansiyellerini ortaya çıkarabilme konusunda başarlı bir yöneticidir. Sektörel deneyimini; bu alanda kariyer yapmak isteyen gençlere aktarmak ve onların fikirleriyle zenginleştirmek de kişisel sosyal sorumluluk olarak gördüğü bir diğer hedeftir. Ahmet Yontar; devir aldığı görev kapsamında dürüst çalışma ilkesi çerçevesinde tedarikçilerle büyümeyi ve hatta yeni tedarikçileri Makro’ya kazandırmayı hedefliyor.

Ahmet Yontar Hakkında
Organize perakendeciliğin ilk yıllarından itibaren sektörün içinde yer alan ve perakendecilik alanının kıdemli yöneticilerinden biri olarak gösterilen Ahmet Yontar, Türkiye’de Private Label pazarı dendiğinde de akla gelen ilk isimlerden biridir.
Ahmet Yontar’ın 1989 yılında başlayan perakende yolculuğu; yurt dışındaki Metro, Tesco, Sainsbury’s, Aldi, Carrefour gibi şirketlerle çalışması sayesinde Türkiye’deki Private Label pazarının ilk uygulamalarını gerçekleştirmiştir.
1995 yılından itibaren, Penguen Gıda’da profesyonel kariyerine devam eden Yontar, yurtdışındaki perakendecilere Private Label üretim yapan firmanın Türkiye’de PL pazarının oluşması yönündeki ilk çalışmaların temellerini attı. Ayrıca Türkiye’de ilk olarak, konserve ürünlerini cam kavanoza koyan, yılların konserve markalarını bir hamlede geride bırakan, közlenmiş kırmızı biber konservesi ürünü ile de bir ilke imza atan Penguen Gıda’da tüm pazarlama ve pazarlama iletişim operasyonunu yönetmiştir.
Ardından 1999’da Kipa’da Satınalmadan Sorumlu Ticaret Müdürü olarak göreve başlayan Ahmet Yontar, Kipa’da başlattığı Private Label projesi performansıyla Türkiye’de aynı pazarda başarılı çalışmalar yapmıştır. Satınalma operasyonunun ve Private Label ürün gamının başarısı, Kipa’nın ekonomik market algısının oluşmasında da önemli bir rol oynamıştır. Tesco birleşmesiyle bu sorumluluklara eklenen Tesco marka müdürlüğünü de başarıyla sürdüren Yontar, sonrasında 1 yıl da Tedarik Zinciri Yöneticisi olarak çalışmış ve 2006’da görevinden ayrılmıştır.
Ahmet Yontar, daha sonra, Türkiye’de ilk kez uygulanan bir operasyonun yöneticisi olarak, farklı bir göreve başladı: PERDER’e üye, toplam 74 marketin katılımıyla eşit hisseli, 11 milyon sermayeli Fayda A.Ş.’nin kuruluşu. Amaç, küçük ve orta ölçekli marketlerin satınalma güçlerini birleştirmeleri, tüketiciye daha uygun fiyatlarla ulaşmaları ve dolayısıyla rekabet şanslarını artırmalarıydı. Proje başarıyla hayata geçirildi.
Fayda A.Ş.’nin faaliyete geçmesinin ardından, gelen teklifle tam zamanlı danışman olarak Muratbey Peynirleri için Naturena projesinin yönetimine başlayan Yontar, pazarın da yakından takip ettiği üzere, bu proje ile hem yeni markaya hem de ana marka olan Muratbey markasına, başarı öyküsü olarak nitelendirilebilecek bir ivme kazandırdı.

Perakende kullanlılan terimler ve anlamları

Perakende sektöründe kullanlılan terimler ve anlamları.
1+1 BEDELSİZ : Bir ürün alana aynı ürünün diğeri bedelsiz ( ücretsiz )3P: Price ( Fiyat), Product ( Ürün ), Profit ( Kar )

AKSİYON : Fiyat indirimi

ALAN KULLANIM BEDELİ : Süpermarketlerin ürünleri özel yerlerde teşhir etmeleri karsılığında firmalardan aldıkları bedel

ASSORTMENT : (Asorti ) Ürün ve mal çeşidi. Belirli bir firmaya ait satışa sunulan ürün grubu. Tekstilde aynı ürünün tüm bedenleri, numarlarına verilen ad.

AVM : Alışveriş Merkezinin kısaltılmışı.

B2B : Internet uzerinden kullanılan elektronik sipariş yöntemi.

BAKİYELİ-BAKİYESİZ ÇALIŞMA : Süpermarket tarafından tedarikçiye verilen sipariste herhangi bir ürün o anda stokta yoksa gönderilemez ve siparişi sıfırlanır. Süpermarket o ürünü tekrar sipariş etmek zorundadır.

BARKOD : (Bar code) Ambalaj üzerinde yer alan, ürünün fiyatı, niteligi ve üreticisini gösteren parelel çizgiler .

BENCHMARKİNG : Bir perakendecinin, muhtemelen rekabet içinde olunmayan başka bir şirketin işletmesini inceleyerek, örnekten öğrenmesi, kıstas alması

BEST SELLER : En iyi satan, en iyi satılan

BİLİZ ÇALIŞMA : Örümcek ağı şeklinde yayılarak bir çalışma rutu yapilmasi

BLİND GOODS : Körleme mallar – Sadece ve arada sırada fiyattan çok isteklerini karşılamakla ilgilenen müşterilere sunuldugu icin, normalden yüksek marja, sahip olabilen alısılmadık mallar

BUNDLED PRICING : (Demetleme Fiyatlandırma) Birkaç ürün yada hizmetin paket halinde satışa sunularak tek bir fiyat belirlenmesi.

CASH&CARY : Peşin ödeme & Tasi: Sadece peşin para ile alişveriş yapılan ucus ve toptan satis marketler.(Metro gibi)

CİRO PRİMİ : Firmalarin belirli bir kotayi tutturmalari halinde elemanlarina veya marketlere verdikleri cironun belirli bir yuzdesini olusturan bedel (Armagan&Tesvik)

CRM : Consumer Researcher Management-Müşteri ilişkileri Yönetimi-Tüketim Araştırma Yönetimi

ÇAPRAZ PROMOSYON : Bir mala baska bir ticari ürünün bandaj yapılarak bedelsiz verilmesi

DELİST : Marketlerin satış listesinde olan ürünü listeden çıkartıp, artık sipariş vermemeleri. (Satınalmacının enbüyük silahı)

DEPARTMAN ŞEFİ : Marketlerdeki ilgili departmanın sorumlusu, Genelde siparişi veren kişi

DİKEY SERGİLEME : Marketlerde aynı ürünü yukarda aşağıya olacak şekilde yerleştirilmesi

DİSCOUNT MAĞAZA : İndirim (ucuzluk) mağazaları (Bim gibi..)

DİSTRİBÜTÖR : Malın satış dağıtımını yapmak üzere yetkili bayii

EAN KOD : Uluslararası mal numaralama birliği tarafından ürünler için verilen 13 haneli çizgili kod sistemi

ECR : Efficient consumer response-Marketlerdeki bir tur stok planlaması, Elektronik veri ve lojistik planlaması

EDI : Elektronik veri transferi (Wallmart kullanıyor)

EMTİA : Mal, ürün

ENDÜSTÜRİYEL ÜRÜN : Kolili ürün. Toplu satış ürünleri

ENTEGRE PERAKENDE : Tüm perakende fonksiyonlarının bir arada olması

ENTERTAINMENT : Perakendede eğlence uygulaması, Özel belirli müşteriler, satıcılar ve dısarıdan gelen ziyaretcilere iş anlasmasının daha kolay bağlanması için yemek, içecek veya eğlence sunulması…

ETKİN TÜKETİCİ YANITI : Müşteri isteklerinin daha iyi, daha hızlı ve daha düşük maliyetli olarak yerine getirilmesi için ortak çalışma ile uygulanan etkin tüketici yanıtı yöntemi, tedarik zincirinin geliştirilmesi için işbirlikçi bir yaklaşımla tüketicilere en iyi değer, hizmet ve ürün çeşitlerinin sunulmasında tedarikçiler, dağıtımcılar ve perakendeciler tarafından kullanılan eşsiz bir inisiyatiftir.
Başka bir deyişle müşteri gereksinimlerinin mümkün olan en düşük maliyetle karşılanması için tüm lojistik zincir linklerinin birlikte çalıştığı, basit, hızlı ve müşteri odaklı bir sistemdir.ECR’ın temel hedefi, üreticiler ve perakendeciler arasında tedarik zinciri işbirliğinin geliştirilmesidir. Bu şekilde müşteri için uygun katma değer; ürün arzları, çeşitlilik, elde edilebilirlik ve fiyat bakımından sağlanmış olur.

EXCLUSIVE : Tek marka. Markette kendi kategorisinde tek çeşit olmak (Bir tur tekel)

FAALİYET DIŞI KAR : Mal ve hizmet satışı dışındaki gelir. Örnegin faiz geliri…

FACE : Raftaki her bir ürünün müşteriye bakan kısmı,yüzü

FACING : Rafta ürün yüzlerinin artırılması

FASON : Dışarıdan başka bir firmaya ürettirilen

FATURA ALTI : Uygulanan normal iskontolar haricinde ek olarak, KDV den hemen önce uygulanan iskonto uygulaması

FİFO : First in, First Out – ilk giren ilk çıkar- ürünün tazeliği açısından ilk gelen malın öncelikli satılması. Raftada buna göre düzenleme yapılır.

FİYAT ANALİZİ : Çesitli marketlerdeki kendi ve rakip ürünlerin fiyatlarını tabloya dökülüp karşılaştırma yapılması

FİZİBİLİTE : Karlılık hesabı

FMCG : Fast Moving Consumer Goods – Hızlı hareket gören tüketim ürünleri-(Çay, şeker, ekmek gibi…)

FOLDER : Marketlerin genelde giriş ve çıkış kısımlarında yer alan geniş ölçekli raflar yada teşhir yeri

FOOD-GIDA : Yiyecek ve içecek tüketim ürünleri

FORECAST : Bir ürünün gelecekte potansiyel satışının yada müşteriler tarafından kabul görüp görmeyeceğinin önceden tahmin edilmesi

FRANCHİSİNG : Bir üreticinin ürününün satıs veya dağıtımı için başka bir kişi veya firmaya verdiği ayrıcalık hakkı.

FULL-MARK : Mallarin fiyatinin %100 artirilmasi

GELENEKSEL PERAKENDECİLİK : Yıllar öncesinden bugüne yapılmakta olan, klasik perakende anlayışı. Bakkallar, Pazar esnafı, küçük esnaflar gibi.

GENERIC PRODUCT : Markasız ürün (Ucuz ürün)

GİRİŞ BEDELİ : Marketlerin rafta satışa sunulmak üzere listeleme yaptıkları ürünlere karşılık firmalardan barkod (ürün çeşidi) başına aldıkları bedel. Bu da bir faaliyet dışı kardır.

GONDOL: Marketlerdeki rafların en ön ve en arka taraflarına verilen isim. En öndeki gondol başıdır. Buraları ürünlerin sergilemeleri açısından stratejik önem taşır. Buralarda belirli bir dönem ürünün sergilenmesi sonucu bedel alınır.

GRAY (GRİ)MARKET : Az bulunan malların hızlı teslim koşuluyla ve normal piyasa fiyatlarının çok üzerinde satın alındıgı piyasa — Gerçek malların taklit veya sahtelerinin oldugu piyasa

GROS PROFİT : Brüt kar

GROSS MARKET : uygun fiyata satış yapan toptan satış imaji veren mağazalar

HACCP : Gıda güvenliginde sıfır hata sertifikası, kritik kontrol noktaları

HİPERMARKET : 2500 metrekare üzerindeki alana sahip perakende işletmesi

HİZMET BEDELİ : Marketlerin veya işletmelerin ürün giriş bedeli, ürün sergileme bedeli, bazı ciro primleri, yada baska bir neden karşılığında tedarikçi firmaya kestikleri faaliyet dışı kazanç faturası.

İKİNCİL SERGİLEME : Marketlerde raflardaki normal sergileme vede Kasa önleri veya Gondolların dışında aralarda ekstra sergilemeler veya sepetlerdeki sergiler.

İNSÖRT : Marketlerin belirli dönemlerde (Genellikle 15 günde bir) promosyona giren ürünlerini tanıtmak için çıkarttıkları basılı yayın (bülten)

İNSTORE : Marketler promosyona soktukları ürünlerden bazılarına insörtlerinde yer vermezler ancak market içindeki bir indirim olduğu için özel bir teşhir alanı verirler.

İNTERLAND : Satış bölgesi, satış alanı, satış sahası

İNVENT : işletmenin elindeki mallar, envanter, stok

KAMPANYA : Belirli bir dönem için uygulanan fiyat indirimi, aksiyon, promosyon aktiviteleri

KATEGORİ : Bölüm, sınıf, safha,raf bölümleri

KATEGORI YONETIMI : Marketlerin raf yeri verimliligini artirmak icin kullandiklari sistem

KAYDİ STOK : Bilgisiyar veya defterde tutulan stok kaydi

KEY ACCOUNT MANAGER : Anahtar musteriler Yoneticisi, Satinalma muduru ile direk gorusen yonetici

KONDÜSYON SÜRESİ : isletmelerin marketlere uyguladiklari indirimli fiyatlarin gecerlilik suresi

KONSEPT : Konu, Tema, Kavram

KONSİNYE : Firmalarin Mallarinin bedelini satildiktan sonra perakendeciden almalari

KÖRLEME SATIŞ : musterinin satinalmadan once pek inceleme yapmadigi , arada bir yapilan satislar

LANSMAN : bir urunun piyasaya yeni sunulmasi,piyasaya yeni tanitilmasi

LİFO : Last in First Out-son giren ilk cikar

LİSTE FİYATI (List price) : Bir katalogda yazılan ya da bir satış elemanı tarafından şirketin resmi ve nihai satış fiyatı olarak ifade edilen fiyat.

LOJİSTİK : urunlerin depolanmasi ve tasinmasi isleri (Nakliye ve Depolanma)

LOKOMOTİF ÜRÜN : Satisi hizli olan vede firmanin en iyi satilan urunu.Bu urunler firmanin diger urunlerin satisini da olumlu etkiler.

MARJ : Kar orani

MASS MARKET : Genellikle indirimli magazalarda dagitimi yapilan klasik urunler

MERCHANDISING : Mallarin sergilenmesi, tanitilmasi, paketlenmesi, promosyonu, aksiyonu, pop kullanimi, raf duzeni ve temizligi ve fiyatlandirilmasi da dahil olmak uzere, satisi artirici etkinliklerin tumu.

MEVSİMLİK İNDİRİM (Seasonal discount) : Düşük talep dönemlerinde gündeme getirilen fiyat indirimidir.

MEVSİMLİK MAL (Seasonal goods) : Satışları yılın içinde bulunulan dönemine bağlı olarak büyük dalgalanmalar gösteren mallar.

MİS : Market ici sorumlusu

NAMA ÇALIŞMA : Firmalarin mallarini satmak uzere bayilere verdikleri satis elemani.Firma mali bayiye satar ve bu satilan mallarin perakendecilere satilmasini nama satis elemani gerceklestirir.Bu elemanin ucretini firma karsilar.

MİKTAR İSKONTOSU (Quantitiy discount) : Büyük sipariş miktarlarında birim fiyatlarda yapılan indirimdir.

MÜŞTERİ BAĞLILIĞI (Customer loyalty) : Müşterinin belirli bir mağazadan satınalma konusunda gösterdiği sadakat.

MÜŞTERİ HİZMETİ (Customer service) : Alışveriş yaptıkları, satınaldıkları mallara değer katma amacıyla müşteriye sunulan bir dizi perakende satış aktivitesi.

MÜŞTERİ HİZMETLERİ DEPARTMANI (Customer service department) : Bir perakende işletmede müşteri başvurularını ve şikâyetlerini ele alan ve cevaplayan bölüm.

MÜŞTERİ İADELERİ (Customer returns) : Müşterilerin hasarlı, kusurlu olması veya uygun olmaması nedeniyle geri getirdikleri malların miktarıdır.

MÜŞTERİ SATINALMA SÜRECİ (Customer buying process) : Bir müşterinin bir mal veya hizmet satınalırken geçirdiği aşamalardır. Bunlar; ihtiyacın hissedilmesi, bilgi araştırma, alternatiflerin değerlendirilmesi, seçim, satınalma ve satınalma sonrası

NAKİT İSKONTOSU (Cash discount) : Müşterilere nakit ve peşin ödemeleri karşılığında daha düşük fiyat uygulamak.

NO NAME : isimsiz urun

NON FOOD-GIDA DIŞI : Beyaz esya ve diger gida disi urunler

OLGUNLUK AŞAMASI (Maturity stage) : Ürünün yaşam evrelerinden ürün satışlarındaki artışın durduğu, kararlı kaldığı ve giderek azalmaya başladığı dönem.

OPERASYONEL KAR : Ticari faaliyetten elde edilen kar

ORGANİZE PERAKENDE : Belirli bir sistem ve disiplin icinde calisan, organizasyonlarini tamamlamis, herseyin kayitli oldugu supermarket,hipermarket veya zincir marketler

OUTLET : urunlerin fabrika cikis fiyatlari ile satildigi magazalar

OUTSOURCING : Daha önce çalışanlar tarafından şirket içinde yürütülen faaliyetlerin etkinlik, hız, kalite, maliyet gibi nedenlerle dışarıdaki daha küçük işletmelere sözleşmeyle aktarılmasıdır.

OVER STOCK : Stok fazlası

ÖN SİPARİŞ (Advance order) : İstenen sevkiyat zamanından çok daha öncesinde verilmiş sipariş. Gerçek satınalma sezonundan önce verilen ön sipariş satıcının işlerinin durgun olduğu sezonda ana kazanç sağladığı için daha düşük fiyat avantajı yaratır.

ÖSM: Ozel Sozlesmeli musteriler

P.O.P : Point of Purchase,point of sale.Satis veya satinalmanin noktalandigi magaza lokasyonu, satis noktasina yerlestirilen ic sergileme,vitrin sergilemesi icin kullanilan malzemeler

PALET : Depolarda kolili mallarin uzerlerine kondugu tahta veya plastik tasiyicilar

PAZAR (Market) : Belirli bir ürünü ya da hizmeti satın alma arzusuna ve gücüne sahip kişiler ve kurumlar.

PAZAR (PİYASA) FİYATI (Market price) : Müşteri tarafından gerçekte ödenen fiyattır.

PAZAR GELİŞTİRME STRATEJİLERİ (Market growth strategies) : Mevcut ürünleri yeni müşterilere satarak büyümeyi amaçlayan stratejiler.

PAZAR PAYI (Market share) : Bir organizasyonun ürünlerinin satışının aynı ya da benzer ürünlerin tüm satışına oranlanması – (yüzde değer olarak ifadesi).

PAZAR POTANSİYELİ (Market potential) : İncelenen pazarda beklenen toplam talep. Belirli bir dönemde, belirli bir düzeyde pazarlama aktivitesi ile belirli bir segmentte müşterilerin satın alabileceği toplam ürün miktarı.

PAZAR TESTİ (Market test) : Bir ürünün deneme amaçlı olarak sınırlı sayıda pazara sürülmesi.

PAZARA NUFUS ETME STRATEJİLERİ (Penatration strategies) : Bir organizasyonun mevcut ürünlerinin daha fazlasını mevcut müşterilere satarak büyümeyi amaçlayan stratejiler.

PAZARLAMA KARMASI (Marketing mix) : Pazarlama yöneticisinin kontrolünde olan ve hedef pazardan arzulanan tepkiyi elde etme amacıyla kullanılan pazarlama değişkenleri. Ürün, fiyat, yer ve tutundurma dörtlüsünü içeren stratejilerin birleşimidir.

PAZARLAMA PLANI (Marketing plan) : Belirli bir hedef pazara ulaşmak için tasarlanan belirli bir strateji.

PAZARLAMA VERİMLİLİĞİ (Marketing productivity) : Pazarlama performansının yapılan tüm maliyetlere oranlanması.

PDE : Promosyon Destek Elemani

PENETRASYON : Urun bulunurlugu,girilmis pazarlar,urun yayginligi

PENNY MARKET : Ucuz mal satan ufak marketler

PERFORMANS : Aksiyon, promosyon ve diger kampanyalarin verimliligi

PLANOGRAM : Sergileme plani,perakendecilikte mallarin magaza raflarindaki ideal sergisini tasarlamak icin kullanilan ve bilgiyasarda hazirlana grafik

PORTFOY : Bir firmanin yada satis elemaninin satis yapmakta oldugu veya yapabilecegi musteri listesi

PRİCE DİSTRİMİNATİON : Fiyat farklilastirmasi

PRESTİJ FİYATLANDIRMA (Prestige pricing) : Müşterilerin çok düşük olduğunu düşündükleri fiyatlarda satılan malları ve hizmetleri satınalmayacakları varsayımına dayanan bir fiyatlandırma sistemi.

PRİVATE LABEL : Ozel marka, Firmalarin marketler icin urettigi ve sadece o markette satilan vede genellikle o marketin ismiyle isimlendirilen urunler.

PRODUCT DİSTRİMİNATİON : Urun farklilastirmasi

PROMOSYON : Satis destegi, tanitim. Urunun satisini artirmak amaciyla gerceklestirilen vede satis tesvik edici faaliyetler.

PROSÜDÜR : Kural, sistem sarti

QUARTER : Satista 3 aylik donem, ceyrek donem

REALİZE ETMEK : Gerceklestirmek

REEL STOK : Raftaki gercek stok miktari

RETAIL : Perakende

RFID : Radio Frequency identification, Turkiyede su anda olmayan ancak ilerki donemlerde uygulamasi beklenen elektronik tuketici takip sistemi.Urunler uretiminden nihayi tuketimine kadar elektronik sinyallerle takip edilerek,tuketici davranislari izlenecek.

ROUTE (RUT) : Satis,tahsilat veya siparis gibi nedenlerle ugranilacak musteri noktalarinin yol guzergahi.

RPT : Repeat purchasing, tekrarli satinalma

SABİT GİDERLER(Fixed costs) : Belirli bir zaman diliminde satış hacmi ne olursa olsun değişmeyen harcamalar.

SABİT VARLIKLAR(Fixed assets) : Nakde çevrilmesi bir yıldan daha uzun süre gerektiren varlıklar.

SATICININ PAZARLIK GÜCÜ (Bargaining power of vendors) : Belirli sayıda satıcının belirli bir pazarda satılan malları kontrol edebilme derecesi.

SATINALMA DAVRANIŞI (Buying behaviour) : Müşterilerin bir mal veya hizmet satınalırken yerine getirdikleri aktiviteler.

SATINALMA GÜCÜ (Purchasing power) : Bir müşterinin satınalımlarda bulunabilmesi için sahip olduğu finansal kaynaklar.

SATINALMA KOŞULLARI (Terms of purchase) : Satıcıyla yapılan bir satınalma anlaşmasında söz konusu olabilecek indirimler, taşıma maliyetleri vb. koşullardır.

SATINALMA SÜRECİ (Buying process) : müşterilerin mal veya hizmet satınalımlarında geçirdikleri aşamaların tümü.

SATIŞ ALANI (Selling space) : Ürünlerin sergilenmesi, satış personeli ile müşteriler arasındaki etkileşimin gerçekleşmesi ve ürünün etkili sunumu için ayrılan alan.

SATIŞ ANALİZİ (Sales Analysis) : Şirketin tüm satış verilerinin biraraya getirilmesi, sınıflandırılması, karşılaştırılması ve üzerinde çalışılmasıdır.

SATIŞ KOŞULLARI (Term of sale) : Müşterilerle yapılan bir satış sözleşmesindeki değişiklik için ek ödemeler, teslimat, satış sonrası ve geri alma politikası ve benzeri koşullardır.

SATIŞ KOTASI (Sales quota) : Satış çabalarını yönetmek ve satışçıları için kullanılan satış hedefi.

SATIŞ MALİYETİ (Sales costs) : Bir şirket tarafından bir hesap dönemi içinde satılan malları üretmek veya elde etmek için yapılan toplam maliyet.Satış planı (Sales plan): Satış amaçlarının ve stratejilerinin biçimsel olarak ifadesidir.

SATIŞ PRİMİ : Kotayi tutturmalari durumunda saticiya verilen odul

SATIŞ PROMOSYONLARI (Sales promotion) : Belirli bir zamanda bir mağazayı ziyaret etmesi ve/veya alışveriş yapması için tüketicilere ek değerler ve özendiriciler teklif eden ve belirli bir bedel karşılığında yaptırılan kişisel olmayan iletişim aktiviteleri.

SATIŞ SÜRECİ (Sales process) : Müşterinin satınalma kararını kolaylaştırmak için satış elemanının yerine getirdiği bir dizi etkinlik.

SATIŞ VERİMLİLİĞİ (sales productivity) : Tipik olarak saatlik veya günlük satışlar olarak ölçülen satış elemanının etkinliği.

SATIŞCI (Salesman – salesperson) : Muhtemel müşterileri ve onların ihtiyaçlarını araştıran, firmanın satış politika ve prosedürlerine uygun olarak ürün ya da hizmetleri sunan, müşteriyi ikna eden, itiraz ve endişeleri ile başeden ve onu satın alma kararını vermesine yardımcı olan profesyonel iş insanıdır.

SECOND NAME : isimsiz,ikinci kalite urun

SEGMENT : Belirli bir yas gurubu,cinsiyet,sosyo ekonomik guruplara vede urun cinslerine gore mallarin kategorilere ayrilmasi

SEPET : Marketlerde ikincil sergileme alani olarak kullanilan sepet seklindeki teshir alanlari

SHOW ROOM : Firmalarin urunlerini sergiledikleri vitrinli marketler.

SİZE : urun cesidi

SPOT : Mallarin nakit para (Cash) karsiligi derhal teslim kaydiyle daha ucuza satilmasi

STAND : Marketlerde urunlerin teshiri icin ozel yapilan vede genelikle aksiyon,promosyon ve lansmanlarda kullanilan teshir malzemesi

STOK KREDİSİ : Firmalarin marketlere belirli limit dahilinde donem baslarinda opsiyon olarak verdikleri stok miktari

SÜPERMARKET : 1000-2500 metrekare alani olan perakende magazasi

SUPERVISOR : Bir isi denetlemek uzere yetki verilen kisi, genelde promosyon elemanlari, aksiyon elemanlari yada merch elemanlarinin takip ve denetimini yapan kisi.

SWİTCH LİSTİNG : Firmanin marketteki satisi az olan listeli bir urununu cikartarak yerine baska bir urununu bedelsiz veya daha uygun bir bedel karsiligi koymasi.

SWOT ANALİZİ : kurulusun guclu ve zayif yonlerini vede firsat ve tehditleri hesaplayan teknik

ŞİLİNG : urun guruplarini ozel bir plastik veya naylon ile sarilarak bir tur paketlenmesi

TANZİM : Sıraya koymak, sıralamak, dizmek, duzenlemek, tertiplemek

TANZİM TEŞHİR : Sirali ve tertipli bir sekilde urunlerin teshir edilmesi

TEDARİK YÖNETİMİ : Her urunun satis hizi ve raf stogunun kontrol edilerek otomatik olarak siparis olusturulmasi ve depoya iletilmesi, depolarin da siparisleri konsolide edip tedarikciye gonderirler

TEDARİKÇİ : Marketlere mal veren firmalar

TEK FİYAT PERAKENDECİ (One-price retailer) : Bütün ürünleri tek sabit bir fiyatla satışa sunan dükkan.

TEK FİYAT POLİTİKASI (One-price policy) Belirli bir dönemde bütün müşterilerin belirli bir mal için aynı fiyatı ödemesine yönelik fiyatlandırma politikasıdır.

TERMİN : Kosul,Bir urunu tanimlamak,isimlendirmek

TESTER : urun tanitim numunesi

TOPTANCI (Wholesaler) : Ürünlerin büyük miktarlarda satınalınmasını, depolanmasını ve fiziksel anlamda taşımasını gerçekleştiren ve daha küçük miktarlarda perakendeciler veya endüstriyel kullanıcılara yeniden satan bir ticaret kuruluşudur.

TUTUNDURMA (Promotion) : Pazarlama kanalının üyelerine, potansiyel müşteri ve tüketicilere ve kamuya dönük olarak yürütülen reklâm, kişisel satış, satış özendirme faaliyeti, tanıtma, ilan veya duyuru, tüketici ilişkileri ve halkla ilişkiler faaliyetleridir.

TUTUNDURMA FAALİYETİ (Promotional activity) : Bir markaya karşı psikolojik ve davranışsal kabul yaratabilme ve bunun sonucu, o markaya karşı pozitif bir imaj geliştirip marka bağımlılığını sağlayarak, hatırlatarak, onun yayılmasını da temin edebilmektedir.

TÜKETİCİ (Consumer) : Mal veya hizmetleri kendisi ve/veya ailesi için satın alan kişi.

TÜKETİCİ DAVRANIŞI (Consumer behaviour) : İçsel ve dışsal güçlerin insanların alışveriş etkinliklerini etkileme biçimi.

TÜKETİCİ HAREKETİ (Consumerism) : Bireyleri tüketici olarak sahip oldukları haklarını tehlikeye atacak uygulamalardan korumak amacıyla tasarlanmış ve hükümetler, işletmeler, sivil toplum kuruluşları ve benzeri bağımsız organizasyonlar tarafından yürütülen etkinliklerdir.

TÜKETİCİ KABUL SÜRECİ (Consumer acceptence process) : Yeniliğin (ihtiyacın) farkına varma, bilgi edinme, değerleme, deneme (mümkünse) kabul veya red safhasıdır.

TÜKETİCİ PROMOSYONU (Consumer promotion) : Bir mal veya hizmetin tüketicilerine yönelik satış artırıcı çabalar ve çekiciliği artırıcı etkinlikler

TÜKETİM ÜRÜNLERİ (Consumer goods) : Nihai tüketiciye satılan mallar ve hizmetler.

ULUSLARARASI PAZARLAMA (International marketing) : Ürünlerini ülke dışına satmayı amaçlayan pazarlama stratejilerini geliştirme ve bunların farklı ülkelerdeki uygulamalarını bütünleştirme süreci.

UPPER MASS MARKET : Fiyati ve kalitesi yuksek olan urunlerin satildigi piyasa

ÜRÜN BANDAJI : Raftaki urunlere bedelsiz urun yapistirilmasi (Bandaji)

ÜRÜN DELIST ETMEK : Ürün delist ürünün imalattan veya satıştan çekme, Ürün portföyünden silme.

ÜRÜN KODU : Urunlerin uzerindeki onlari tanimlaya kod

ÜRÜN YAŞAM EVRELERİ (Product life cycle) : Bir ürünün satış ve kârlılık tarihçesinde gözlemlenen ve dört dönemden oluşan yaşam süreci (giriş, gelişme, olgunluk ve gerileme).

VARYANT : urun cesidi

VİZYON : Etiket,kariyer,cevreX kuşağı (X Generation): 1965–1976 yılları arasında doğmuş ve bir kuşak olarak ortak davranışlar ve yaşam beklentileri sergileyen insanlar.Y kuşağı (Y Generation): 1977–1998 yılları arasında doğmuş ve bir kuşak olarak ortak davranışlar ve yaşam beklentileri sergileyen insanlar.

YAŞAM TARZI (Life style) : Bireysel müşterilerin veya ailelerin (hane halkının) yaşama, paralarını ve zamanlarını harcama tarzları, katıldıkları aktiviteler, içinde yaşadıkları dünya hakkındaki fikirleri, tutumları.

YAŞAM TARZI PERAKENDECİLİĞİ (Life style retailing) : Müşterilerin yaşama tarzlarına dayalı olarak geliştirilen perakende formatı.

YAŞLANMA : Bir malın stokta bulunduğu sürenin uzunluğu.

YATAY SERGİLEME : Marketlerde ayni urunun rafta bir kac yuz (Face) yatay seklinde yerlestirilmesi

YENİ ÜRÜN (New product) : Pazarlamayı yapan şirket için herhangi bir şekilde yenilik ifade eden ürün.

YENİDEN SİPARİŞ NOKTASI (Reorder point) : Yeni siparişin verilmesini gerektirdiği kabul edilen stok düzeyi.

YIL SONU GÖRÜŞMESİ : Firmalarla market satinalmacilarinin her sene yil sonunda calisma sartlarini gorusmeleri

YIL SONU PRİMİ : Belirli bir satis tutturmalari durumunda firmalarin marketlere verdikleri prim.Bu oran yil sonu gorusmelerinde belirlenir.

ZİNCİR MARKET : Birden fazla subesi olan marketler

ZONE PRİCİNG : Bolgesel fiyatlandirma

İstihdamda en bereketli pazar: Perakende

2011’in ilk yarı istihdam verilerine göre en çok iş ilanı veren sektörlerin başında perakende geliyor. En çok aranan pozisyonlar ise satış, pazarlama ve muhasebe.

Perakende, yüksek elaman sirkülasyonu yaşanmasına rağmen hala iş arayanların en gözde sektörler listesinde bir numarada yer alıyor. Sektördeki işlere genelde ‘geçici’ olarak bakılsa da her geçen gün yeni bir alışveriş merkezinin (AVM) açılması, işsizlerin tercihlerini perakendeden yana kullanmasına neden oluyor. Secretcv.com’un 2011 yılının ilk altı ayını kapsayan istatistiklerine göre de en fazla eleman arayan sektör, yüzde 14’lik oranla perakende. Yüzde 10’la tekstil ikinci olurken, üçüncü sırada ise yüzde 9’la bilişim teknolojileri bulunuyor. İnternet sitesine gelen ilan oranlarında da geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 72 oranında artış olduğunu vurgulayan site yetkilileri, 2011’in ilk yarısında yayınladıkları 62 bin iş ilanıyla 186 binden fazla kişinin istihdam edilmesine aracılık ettiklerini belirtiyor.

En çok satış elemanı aranıyor
Sonuçlara göre iş arayanların ilk tercihi de perakende ve mağazacılıktan yana. Secretcv. com üzerinden CV dolduranların yüzde 13’ü perakende sektöründeki iş ilanlarına başvururken, yüzde 11’i de bankacılık / finansı tercih etmiş. Listede tekstil ise yüzde 9’la üçüncü sırada. Bilişim teknolojileri, gıda, ilaç, elektrik ve elektronik, sağlık, inşaat ve turizm sektörleri ise başvurun sektörler arasında alt sıralarda yer alıyor. İş ilanlarının ilk yarı değerlendirme sonuçlarına göre en fazla pozisyon açığı ise satış departmanlarında var. Ardından da sırasıyla pazarlama, muhasebe ve insan kaynakları geliyor. Şirketlerin yüzde 51’i uzman ararken, yüzde 26’sı orta kademe yönetici, yüzde 8’i ise üst düzey yönetici istihdam etmek istiyor.

Tekstil atağa kalktı
İş ilanlarındaki artışı ve perakendenin ilanlarda liste başı olmasını Türkiye ekonomisinden bağımsız düşünmemek gerektiğini söyleyen Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü,”Ekonomimiz ilk çeyrekte yüzde 11 büyümüş ve en çok büyüyen sektör yüzde 17.2 ile toptan perakende ve ticaret olmuştu. Ayrıca perakende, ekonomik çarkları döndüren lokomotif bir sektör olduğundan dolayı her çeyrekte yükselen işler listesinin başında geliyor” diyor. Yeni açılan AVM’lerin de etkisiyle perakendenin gelecekte de büyümeye devam edeceğini belirten Tütüncü, öne çıkan diğer sektörlerle ilgili şunları söylüyor: “İhracatta Uzakdoğu’nun bıraktığı boşlukları doldurarak alternatif bir pazar yaratan Türk tekstil sektörü 2010’da yeniden atağa geçti ve markalaşmaya başlayan sektör eski parlak günlerine döndü. 3G teknolojisinin sunduğu olanaklar sayesinde hız kazanan bilişim sektörünün öne çıkması ise dünyadaki ve Türkiye’deki teknolojik hız ve gelişimin sonucudur.”

Piyasada hareket var
Perakende sektörünün son 10 yılda kendini katlayarak büyümeye devam ettiğini belirten Msearch Kurucu Ortağı Barbaros Eneç de bu durumu gayrimenkul sektörünün itme kuvvetine, bununla birlikte yeni AVM’lerin açılmasına bağlıyor. “AVM’lerde iş olanağı fazla, eleman az” diyen Eneç, yeni markaların piyasaya girmesi ya da bir markanın içinden başka markaların çıkmasının yarattığı enflasyonun da bu durumda etkili olduğunu ifade ediyor. Türk pazarına girmek isteyen yabancı yatırımcıların sırada beklediğini belirten Eneç, “Piyasa açıldı, Alman ve İtalyanlar başta olmak üzere yabancı birçok grup gelmek istiyor. Onların yatırımları da istihdam yaratacak” diyor. Ayrıca kriz döneminde yerinden kıpırdamak istemeyen pek çok yöneticinin bugünlerde önlerine çıkan iş fırsatlarını değerlendirmeye başladığını da söylüyor Eneç.

Marmara Bölgesi önde
Araştırma kapsamındaki ilanların bölgesel dağılımına bakıldığında yüzde 55’lik oranla Marmara Bölgesi’nin birinci sırada yer aldığı görülüyor. İkinci yüzde 16 ile Ege olurken, üçüncü sırada yüzde 10 ile İç Anadolu Bölgesi bulunuyor. İl bazında da İstanbul – yüzde 39- yine üç büyük şehir arasından sıyrılmış durumda. İlanların diğer illerdeki dağılımı ise şöyle: İzmir yüzde 9.5, Ankara yüzde 9, Bursa yüzde 7.5, Antalya yüzde 7 ve Kocaeli yüzde 5.5.

İstanbul Üniversitesi mezunları şanslı
İşverenlerin tecrübe gerektiren üst düzey pozisyonlara donanımlı yöneticileri yerleştirmek istediklerini belirten Okan Tütüncü, bazı pozisyonlar için ise özellikle yeni mezunların tercih edildiğini ifade ediyor. Tütüncü, yaptıkları araştırmaya göre İstanbul, Marmara, Kocaeli, Sakarya, Selçuk, Ege, Yıldız Teknik ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunlarının daha kolay iş bulduklarını söylüyor.

İş dünyasında kadınlar artıyor
2011’in ilk yarısında Secretcv.com’daki aday sayısı 12 milyona ulaşmış durumda. Adayların yüzde 47’si iş arayan kadınlardan oluşuyor. Bu oran Gaziantep’te yüzde 49’a çıkıyor. Uzmanlar bu durumu kriz sonrası çalışma hayatına katıan kadın sayısının doğuda da artması olarak açıklıyor.

Metro Mersin’e çıkarma yapıyor

Geçen yıl 187 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan sektörde bu yıl hedef 250 milyar dolar.
Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, Türkiye’de perakende sektörünün geçen yıl, 187 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını belirterek, 2014 yılında bu rakamın 250 milyar dolar olmasının hedeflendiğini bildirdi.
Özerkan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Metro Toptancı Marketlerinin, Türkiye’de faaliyete geçen ilk yabancı perakende şirketi olduğunu belirterek, yıllar içerisinde artan rekabet şartlarında çeşitli yollar izleyerek tüketicilere en uygun şartları sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Perakende sektörünün Türkiye’nin en büyük sektörlerinden birisi olduğunu ifade eden Özerkan, sektörün 2010 yılı sonunda 187 milyar dolarlık bir hacme kavuştuğunu, gelecek yıllarda daha da büyümesinin beklendiğini vurguladı.
2011 ve 2012 yıllarında istikrarın sürmesi durumunda sektörün daha da hızlı bir şekilde gelişeceğini ifade eden Özerkan, ”Sektörün 187 milyar dolar olan hacminin 2014 yılına kadar yüzde 33 civarında büyümesi, böylelikle 250 milyar dolar seviyelerini bulması hedefleniyor” dedi.
Metro market olarak kendilerinin 2010 yılında tüm dünyada 31 milyar avro ciro elde ettiklerini bildiren Özerkan, şöyle devam etti:
”Ülkemizde ise bu rakam 1 milyar avro civarına tekabül etti. Geçen yıl 4 mağaza açmıştık, 2011 yılı sonuna kadar açacağımız 6 mağazanın yanı sıra 2012 yılında da agresif büyümemize yeni mağazalarla devam edeceğiz. Bu da bizim sektördeki yerimizi daha belirgin hale getirecek.”
Özerkan, Türkiye genelinde 11 ilde toplam 19 mağazaya ulaştıklarını belirterek, ”Bu mağazalarda 3 bin 615 kişiye doğrudan istihdam sağlıyoruz. Dünya genelinde 100 binden fazla çalışanımız var. Ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarı bu şekilde devam ederse, yapılacak yatırımların ardından çok daha fazla kişiye istihdam sağlanacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Sektörde liderin 96 milyar dolarlık hacimle gıda ürünleri olduğunu anlatan Özerkan, gıda sektörünü 26.5 milyar dolarla ev eşyası, 24.3 milyar dolarla tekstil, 7.3 milyar dolarla teknoloji perakende pazarının takip ettiğini kaydetti.
-20. MAĞAZA MERSİN’E GELİYOR-
Özerkan, Mersin’de Temmuz ayının sonunda hizmete sokmayı planladıkları mağazanın Türkiye genelindeki 20. mağazaları olacağını vurgulayarak, Mersin’de 250 kişiye istihdam sağlayacaklarını söyledi.
Mersin’in ticaret hacmi hareketli olan bir liman şehri olduğunun altını çizen Özerkan, şunları kaydetti:
”Mersin, ülkemizin gelişmekte olan ilk 10 ili içerisinde. Hizmet vereceğimiz illerdeki ticari yapı bizim için çok önemli. Yani bölgede esnaf, restoran, otel ve işletmelerin faaliyet oranları yatırım için aradığımız başlıca etkenler. Mersin, Türkiye’nin yükselen yıldızı, burada 20. mağazamızı açacağız.
Bizim en büyük tedarikçilerimiz bakkallar. Bu nedenle bakkallara yönelik çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Onlara değişen ve gelişen ticaret hayatı içinde ayakta kalabilmenin yollarını anlatan çok sayıda proje ürettik. Dükkan düzenleme ekipleri kurarak arzu eden esnaf müşterilerimizin dükkanlarını satışlarını arttırmaya yönelik yeniden düzenliyoruz. Bu kapsamda yetkililerimiz il il dolaşarak, bakkalların mevcut şartlarda nasıl daha büyük satışlar yapabileceğine yönelik sunumlar yapıyor.”

Perakende fiyatları dalgalanıyor

İstanbul’da perakende fiyatlarda 2011 Haziran ayı itıbarıyla 12 aylık ortalama artış oranı yüzde 7,09 olarak gerçekleşti.
Perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan ve 2011 Mayıs ayında yüzde 0,58 oranında artış gösteren 1995 bazlı İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi, Haziran ayında yüzde 0,66 oranında azaldı.
Mevsimsel özellikle bağlı olarak yaş, kuru sebze ve meyve grubundaki bazı ürünlerde arz fazlalığına dayalı fiyat azalışlarının yanı sıra ev eşyası harcamaları grubunda yer alan ürünlerdeki kampanyalar nedeniyle fiyatların düşmesi, Haziran ayı enflasyonunda belirleyici etkenler oldu. Giyimde yüzde 2,48, kültür, eğitim ve eğlencede yüzde 1,15, sağlık ve kişisel bakımda yüzde 0,34, konutta yüzde 0,07, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 0,05 oranında artış kaydedilirken, gıda harcamalarında yüzde 2,10, ev eşyası harcamalarında ise yüzde 0,94 oranında azalış izlendi.
2010 yılı Haziran ayında yüzde 11,21 olan yıllık perakende fiyat artış oranı, 2011 yılının aynı ayında bir önceki yıla göre yüzde 6,43 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise 2010 Aralık ayından itibaren girdiği azalış eğilimini devam ettirerek, 2011 Haziran ayında yüzde 7,09 olarak gerçekleşti.

-TOPTAN FİYATLAR-
Toptan fiyat hareketlerini yansıtan ve 2011 Mayıs ayında yüzde 0,80 oranında azalan Toptan Eşya Fiyatları İndeksi geçen ay da yüzde 0,26 oranında azalış gösterdi.
Gıda Maddeleri grubunda yer alan bazı maddelerde yeni mahsulün piyasaya sürülmesiyle oluşan arz fazlalığı, madenler grubundaki bazı ürünlerin dünya borsalarına bağlı aşağı yönlü fiyat hareketleri ile yakacak ve enerji maddelerindeki fiyat ayarlamaları bu ayki toptan eşya fiyatları genel seviyesi üzerinde etkili oldu.
Haziran ayında, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 1,42, inşaat malzemelerinde yüzde 0,56, işlenmemiş maddelerde yüzde 0,23 oranında artış kaydedilirken, gıda maddelerinde yüzde 1,00,kimyevi maddelerde yüzde 0,59, madenlerde ise yüzde yüzde 0,53 oranında azalış izlendi.
2010 yılı Haziran ayında yüzde 9,44 olan yıllık toptan fiyat artış oranı, bu yılın aynı ayında bir önceki yıla göre artarak yüzde 13,29’a, yıllık ortalama değişim oranı ise 2010 yılında başladığı yükselme eğilimine devam ederek yüzde 12,05’e ulaştı.
-DEĞERLENDİRME-
İTO’nun değerlendirmesinde, 2011 yılının ilk yarısında başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde, emek ve gayrimenkul piyasalarında yaşanan sorunların tam olarak çözülememesi ve Euro Bölgesinde özellikle Yunanistan ekonomisinde mevcut sorunların devam etmesine rağmen küresel büyüme yılın ikinci çeyreğinde beklentilere yakın düzeyde gerçekleştiği belirtildi.
Türkiye ile gelişmekte olan ülkelerin krizden iç talep kaynaklı büyüme ile çıkmasının bu ülkelere yönelik sermaye akımlarını artırdığı hatırlatılan değerlendirmede şunlar kaydedildi:
”Ancak, 2011 yılının ilk yarısında Türkiye’ye yönelik artan kısa ve orta vadeli sermaye girişleri ile hızlanan kredi genişlemesi ve artan cari açık gibi unsurlar finansal istikrara ilişkin riskleri artırmıştır. Bunun yanı sıra petrol ve emtia ürünlerindeki fiyat hareketlerinin ön görülenin üzerinde gerçekleşmesi, buğday ve tekstil ithalatında gümrük vergisi oranlarına yapılan ayarlamalar maliyet baskısını artırırken, enflasyonda artış beklentisine neden olabileceği görüşü hakim olmaktadır.”
İTO-FİYAT ENDEKSLERİ 2011 HAZİRAN
BİR ÖNCEKİ BİR ÖNCEKİ
YİL SONUNA YİLİN AYNİ YİLLİK
AYLİK GÖRE AYİNA GÖRE ORTALAMA
GRUP VE ALT GRUPLAR DEĞİŞİM % DEĞİŞİM % DEĞİŞİM % DEĞİŞİM %
GENEL İNDEKS -0,66 2,82 6,43 7,09
1) GIDA HARCAMALARI -2,10 0,85 6,87 9,07
-Ekmek ve Tahıllar 0,06 0,69 1,17 1,34
-Et Balık ve Kümes Hay. -2,15 1,90 8,68 21,67
-Yağlar Süt ve Süt Mam. -0,16 4,61 6,60 6,14
-Yaş Kuru Sebze ve Meyve -11,02 -3,83 25,74 10,61
-Çeşitli Hazır Yiyecek 0,44 3,13 6,02 6,98
-Tütün Alkollü ve Alk.içki 0,01 0,09 1,69 13,73
-Dışarıda Yenen Yemek 0,00 0,00 1,08 1,89
2) KONUT HARCAMALARI 0,07 0,61 3,12 3,85
3) EV EŞYASI HARCAMALARI -0,94 5,18 -3,93 2,58
4) GİYİM HARCAMALARI 2,48 10,53 9,75 5,83
-Erkek Giyimi 4,81 6,77 7,11 4,12
-Kadın Giyimi 3,14 12,05 14,46 6,73
-Çocuk Giyimi -1,02 11,45 2,10 4,71
-Kumaşlar -1,93 18,39 22,71 13,74
5) SAĞLIK ve KİŞİSEL BAKIM 0,34 30,77 34,59 20,18
6) ULAŞTIRMA ve HABERLEŞME 0,05 1,83 6,28 6,70
7) KÜLTÜR EĞİTİM ve EĞLENCE 1,15 3,36 12,41 10,01
8) DİĞER HARCAMALAR 0,00 0,99 5,01 4,44

İki dev parakende Türkiye’ye geliyor

Fransa’nın devi Auchan yerel zincirlerin kapısını aşındırırken, Alman indirim marketi Lidl da Türkiye pazarına girmek için fırsat kolluyor.
Avrupa ve dünya pazarlarında düşen alışveriş harcamaları ile tıkanan uluslararası perakendeciler gözünü Türkiye’ye çeviriyor. Carrefour’un en büyük rakibi Fransız perakende devi Auchan ve Alman indirim market zinciri Lidl da rotasını Türkiye’ye kırdı. Yurtdışı operasyonlarda başarılı sonuçlar elde eden Fransız perakendeciler, özellikle Carrefour’un Türkiye’de olumlu sonuçlar almasını referans kabul ederek Türkiye pazarındaki yerel zincirleri inceliyor.

Tansaş’a talip olmuştu
Daha önce Tansaş’ı Doğuş Grubu’ndan satın almak için İzmir ve İstanbul’daki Tansaş mağazalarını gezen Auchan yöneticileri, 2005 yılında Koç Grubu’nun devreye girmesi ile eli boş dönmüştü. Geride kalan 6 yıl içinde Auchan’ın Türkiye sevdası bitmedi. Firmanın yöneticileri Türkiye’de bulunan Fransız bankalarına yetki devri vererek ülkede bulunan güçlü zincirlerle temasa geçmesini istedi. Şimdi Fransız bankalarının yöneticileri, Türkiye genelinde faaliyette bulunan güçlü zincirlerin kapılarını çalarak fiyat ve satın alma tekliflerini iletiyor. Bu arada, Türkiye’de discount (indirim) market pazarının giderek büyümesi yabancı oyuncuların da dikkatini çekiyor. Almanya’nın 27 ülkede 7 bin 200’den fazla mağazası ile hizmet veren discount devi Lidl’ın son olarak Bulgaristan pazarına girmesi sektörün uzmanları tarafından ‘Lidl, Bulgaristan’dan sonra Türkiye’ye gelecek’ şeklinde yorumlanıyor. Firma 2008 yılında 59 milyar euro ciro elde etmişti.

41 milyar euro ciro
Auchan, Fransa dışında İspanya, İtalya, Portekiz, Lüksemburg, Polonya, Macaristan, Rusya, Romanya, Ukrayna, Çin ve Tayvan’da faaliyet gösteriyor. Sahip olduğu 574 hipermarket ve 747 süpermarket ile 2010 yılında 41.1 milyar euro ciro elde eden firmanın toplamda 256 bin çalışanı bulunuyor.

Perakende sektörüne ombudsmanlık önerisi

Tesco Kipa, sektörde mağaza zincirleri ile tedarikçiler arasına ombudsmanlık sistemi oluşturulması halinde sistemi destekleyecek.
Tesco Kipa Ticaret Direktörü Murat Sağlık, perakende sektöründe mağaza zincirleri ve tedarikçi şirketler arasındaki ilişkilerde bir ombudsmanlık kurumuna ihtiyaç olduğunu belirterek, bu konuda getirilecek önerileri destekleyeceklerini belirtti.
Sağlık, sektörde müşterilerini en iyi dinleyen şirket olduklarını, bunu tedarikçiler için de geçerli kıldıklarını belirtti.

Sektörde çoğunluğu küçük ve orta boy işletmelerden (KOBİ) oluşan tedarikçi şirketlerle büyük mağaza zincirleri arasında ödeme takvimi, raf bedeli ve ürün iadesi gibi konularda sorunlar yaşandığı yönünde iddialar bulunduğunu, bu sorunların tespiti amacıyla özel bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Sağlık, tüm tedarikçilere kendileriyle ilgili geri beslemede bulunmaları için gizli bir mektup gönderdiklerini ifade etti.
Tedarikçilerden kendileriyle olan ilişkilerini değerlendirmelerini ve internet üzerinden isim belirtmeden göndermelerini istediklerini söyleyen Sağlık, bu verilerin İngiltere’deki merkezleri tarafından da değerlendirildiğini söyledi.
Geçen yıl 500 tedarikçinin katıldığı araştırmada, 100 üzerinden 92 puan alarak dünya çapındaki Tesco ortalamasının üzerine çıktıklarını dile getiren Sağlık, “92 puan, çok iyi bir rakam. Kalan 8 puan da her iş ilişkisinde olabilecek sorunlar. Mesela ödemelerle ilgili bize hiçbir problem dönmedi. Bu konuda tam memnuniyet var” dedi.
Sağlık, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün bu konuda yeni bir düzenleme hazırlığı içinde olunduğu ve “mağazaların yüksek satın alma gücünün kötüye kullanıp kullanmadığı konusunda bir denetim yapılması gerektiğini” ifade etmesiyle ilgili de şöyle konuştu:
“Biz sayın bakanın bu önerisine yüzde 100 katılıyoruz. Çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. ‘Benden bu isteniyor, şu isteniyor, ben haksızlığa uğruyorum’ diyenlerin ticari geçmişlerine bakın mutlaka bir problem yaşanmıştır. Bu konuda bir ombudsmanlığına ihtiyaç var. Açık rekabet ve tüketici hakları konusunda her tür bilgi paylaşımı ve desteğe hazırız” dedi.
Kaynak | Dünya Gazetesi

Tekzen’in Urfa çıkartmasıi

Tekzen, neredeyse her hafta bir ilde mağaza açmaya devam ediyor. Bir süre önce Giresun, Çorum, Adana, Bilecik-Bozüyük ve İnegöl’de açtığı mağazalarıyla müşterilerine merhaba diyen Tekzen, hız kesmeden 58’inci mağazasını da geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da açtı. Tekzen, diğer illerde olduğu gibi, Urfa’da da bir köy okulunun destekçisi oldu.

Yerli yapı marketi Tekzen, Türkiye’nin dört bir yanında mağaza açmaya devam ediyor. Tekzen, 58’inci mağazasını Urfacity AVM’de, geçtiğimiz günlerde açtı… Halkın yoğun ilgi gösterdiği açılışta Urfa TEMA Bölge Temsilcileri de stantlarıyla yer aldılar. Urfacity AVM’de hizmet veren Tekzen Urfa mağaza açılışını Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Eyyüp Sabri Eetekin, Tekfen Yönetim Kurulu Üyesi, Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin,  Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Vahide Gigin, Tekzen Genel Müdürü Ahmet Işıkgece, Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Demircan, Tekzen Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hidayet Birtane, Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şener Bilge, Tekzen Operasyon Müdürü Ekrem Erol, Tekzen Pazarlama Müdürü Toygar Barut ve Tekzen Hukuk Müşaviri Ayşe Örken gerçekleştirdi.

30 kişiye istihdam
Urfacity AVM içinde hizmete giren Tekzen, yaklaşık bin 500 metrekarelik satış alanına sahip. Şanlıurfa mağazası ile birlikte Tekzen’in toplam satış alanı 155 bin metrekareyi geçerken, bu açılışla birlikte Tekzen’in mağaza sayısı 71’e yükselmiş oluyor. (13 Express konseptli mağazalarıyla birlikte) Tekzen Urfa’da yapı malzemelerinden ev dekorasyon ürünlerine, bahçe mobilyalarından aydınlatma ürünlerine, mobilyadan banyo ve mutfak ürünlerine kadar 40 binden fazla ürün tüketiciyle buluşacak.
 
Yılsonunda 100 mağazaya ulaşacak
Tekzen, Türkiye’de 7 bölgede hizmet veriyor. 50 bini aşkın ürün çeşidiyle müşterilerine alternatif yaşam alanları yaratan Tekzen’in 16 ana ürün gamından oluşan seçkisinde; “Ahşap, sıhhi tesisat, inşaat, el aletleri, hırdavat, oto, ev gereçleri, kırtasiye, elektrik-aydınlatma, halı-boya, home collection, bahçe, hobi-kamp malzemeleri, oyuncak, spor ve evcil hayvan gereçleri” yer alıyor. Tekzen’in hedefi, yılsonu itibarıyla 100 mağazaya ulaşmak.

Ayrıca Tekzen, eğitime yüzde 100 destek adı altında geçtiği yıllarda başlattığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Urfa’da Ekinli İlköğretim Okulu’nun hem müdürü hem de öğretmeni olan Göknur öğretmenin sesine kulak verdi. Burada da minik öğrencilerimizin yüzünü güldürmek için katkı sağlayacak. Bugüne kadar TEMA ve ENAT gibi birçok kuruluşla gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle doğaya, sanata ve kültüre verdiği önemin altını çizen Tekzen, bu yıl, “Eğitime yüzde 100 destek” kapsamında köy okullarına sponsor oluyor.