Market ve Perakende Sektörü

Archive for the ‘Perakende Mağazacılık’ Category

Özhan’dan İş Garantili Perakende Mağazacılık Kursu

Özhan Marketler Zinciri, işsizliğin azaltılması ve perakendecilik alanında ihtiyaç duyulan iş gücünün sektöre kazandırılması amacıyla Perakende Mağazacılık Eğitimi verecek.
Türkiye İş Kurumu ve Özhan Marketler Zinciri arasında imzalanan protokolle, kursiyerler kurs süresince İşkur’dan ücret alacaklar ve sigorta primleri İşkur tarafından karşılanacak. Özhan Marketler Zinciri, işsizliğin azaltılması, işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması ve perakendecilik alanında ihtiyaç duyulan iş gücünün sektöre kazandırılması amacıyla gerçekleştirdiği mesleki gelişim programları kapsamında, çok sayıda kişiye Perakende Mağazacılık eğitimi verecek. Eğitim alan kişiler Özhan Marketler Zincirinde istihdam edilecekler. Türkiye İş Kurumu ve Özhan Marketler Zinciri arasında imzalanan protokolle, kursiyerler kurs süresince İşkur’dan ücret alacaklar ve sigorta primleri İşkur tarafından karşılanacak.

Özhan Marketler Zinciri’nde hem eğitim hem iş imkanı
Perakende sektörüne yönelik programlar Özhan İnsan Kaynakları Eğitim Merkezi tarafından gerçekleştirilecek. Eğitimlere 18-35 yaşları arasında lise, önlisans ve lisans mezunu adaylar katılabilecek. Kursiyerler 45 gün boyunca perakende ile ilgili geniş bir eğitim programı dahilinde teorik ve mağazada uygulamalı eğitim görerek perakende mesleği hakkında bilgi sahibi olacaklar. Kursu başarı ile bitiren kursiyerler, İşkur ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı kurs bitirme belgesi alarak Özhan Marketler Zincirin’de istihdam edilecekler.
Katılım Şartları: Katılım için 18-35 yaş aralığında, en az lise mezunu olmak ve şu anda herhangi bir işte çalışmıyor olmak gerekiyor. Kurslara katılabilmek için bizzat başvuru yapmak gerekiyor. İlk dönem kursları için son başvuru tarihi 1 Ağustos 2011.
Başvuru adresi: Namazgah Umurbey Mahallesi – Çobanbey Caddesi No:10 Yıldırım / Bursa

Tekzen’in Urfa çıkartmasıi

Tekzen, neredeyse her hafta bir ilde mağaza açmaya devam ediyor. Bir süre önce Giresun, Çorum, Adana, Bilecik-Bozüyük ve İnegöl’de açtığı mağazalarıyla müşterilerine merhaba diyen Tekzen, hız kesmeden 58’inci mağazasını da geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da açtı. Tekzen, diğer illerde olduğu gibi, Urfa’da da bir köy okulunun destekçisi oldu.

Yerli yapı marketi Tekzen, Türkiye’nin dört bir yanında mağaza açmaya devam ediyor. Tekzen, 58’inci mağazasını Urfacity AVM’de, geçtiğimiz günlerde açtı… Halkın yoğun ilgi gösterdiği açılışta Urfa TEMA Bölge Temsilcileri de stantlarıyla yer aldılar. Urfacity AVM’de hizmet veren Tekzen Urfa mağaza açılışını Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Eyyüp Sabri Eetekin, Tekfen Yönetim Kurulu Üyesi, Tekzen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin,  Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Vahide Gigin, Tekzen Genel Müdürü Ahmet Işıkgece, Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Demircan, Tekzen Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hidayet Birtane, Tekzen Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şener Bilge, Tekzen Operasyon Müdürü Ekrem Erol, Tekzen Pazarlama Müdürü Toygar Barut ve Tekzen Hukuk Müşaviri Ayşe Örken gerçekleştirdi.

30 kişiye istihdam
Urfacity AVM içinde hizmete giren Tekzen, yaklaşık bin 500 metrekarelik satış alanına sahip. Şanlıurfa mağazası ile birlikte Tekzen’in toplam satış alanı 155 bin metrekareyi geçerken, bu açılışla birlikte Tekzen’in mağaza sayısı 71’e yükselmiş oluyor. (13 Express konseptli mağazalarıyla birlikte) Tekzen Urfa’da yapı malzemelerinden ev dekorasyon ürünlerine, bahçe mobilyalarından aydınlatma ürünlerine, mobilyadan banyo ve mutfak ürünlerine kadar 40 binden fazla ürün tüketiciyle buluşacak.
 
Yılsonunda 100 mağazaya ulaşacak
Tekzen, Türkiye’de 7 bölgede hizmet veriyor. 50 bini aşkın ürün çeşidiyle müşterilerine alternatif yaşam alanları yaratan Tekzen’in 16 ana ürün gamından oluşan seçkisinde; “Ahşap, sıhhi tesisat, inşaat, el aletleri, hırdavat, oto, ev gereçleri, kırtasiye, elektrik-aydınlatma, halı-boya, home collection, bahçe, hobi-kamp malzemeleri, oyuncak, spor ve evcil hayvan gereçleri” yer alıyor. Tekzen’in hedefi, yılsonu itibarıyla 100 mağazaya ulaşmak.

Ayrıca Tekzen, eğitime yüzde 100 destek adı altında geçtiği yıllarda başlattığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında, Urfa’da Ekinli İlköğretim Okulu’nun hem müdürü hem de öğretmeni olan Göknur öğretmenin sesine kulak verdi. Burada da minik öğrencilerimizin yüzünü güldürmek için katkı sağlayacak. Bugüne kadar TEMA ve ENAT gibi birçok kuruluşla gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle doğaya, sanata ve kültüre verdiği önemin altını çizen Tekzen, bu yıl, “Eğitime yüzde 100 destek” kapsamında köy okullarına sponsor oluyor.

Dockers® Ticari Direktörü Benin Haznedar

Hindistan’da “toz” anlamına gelen khaki ile özdeşleşen Dockers®, San Francisco’da başladığı yolculuğunun 25’inci yılını kutluyor. Hafta içi iş yaşamında formal, hafta sonunda ise ‘casual’ giyim alternatifleri sunan Dockers®, özgürlüğüne ve rahatlığına düşkün erkeklerin markası. Dockers® Ticari Direktörü Benin Haznedar, ABD’de her 10 erkekten 8’inin gardırobunda bulunan Dockers®’ın Türkiye’de de aynı başarıyı yakalayacağını belirtiyor.

Dockers®’ın Türkiye operasyonu ne zaman başladı, Türkiye oluşumu ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
1986 yılında San Francisco’da kurulan Dockers®, tarihteki en hızlı büyüyen markalar arasında yer alıyor. Markamızın ürünleri 1994 yılından itibaren ABD dışında da satılmaya başlandı. 1998 yılından beri ise Dockers® markası Türkiye’de toptan ve perakende mağazalarında satılıyor. Genel olarak büyük şehirlerde, alışveriş merkezlerindeki mağazalarımız ile YKM ve Boyner’lerde olmak üzere yaklaşık 350 noktada tüketicilerle buluşuyoruz. Dockers®’ın Türkiye’de sadece erkek koleksiyonu bulunuyor.

Dockers®, neler vaat ediyor, nasıl bir iddiayı ortaya koyuyor, şehirli hayatlar için?
Dockers® 1986 yılından beri, hem ofis yaşantısında takım elbisenin yerini alacak hem de günlük hayatta kullanılabilecek konforlu ve stil sahibi alternatifler sunarak modern erkeğin favorisi haline geldi. Dockers® Khaki pantolonları ise yeni bir giyim tarzının öncüsü oldu ve dünya erkeklerini takım elbise zorunluluğundan kurtardı. İş hayatında birçok iş kolunda rahatlıkla giyilebilen çok yönlü kıyafet yelpazesi ile Dockers®, sanayi devrimi sonrasında erkeklerin dünyasına renk kattı. Bir erkeğin günlük yaşantısının her anında ve her ortamda rahatlıkla giyilebilen Dockers® ürünlerimizle hem iş hem de sosyal hayatta erkekler için ideal bir giyim tarzı sunuyoruz. İş yaşantısında takım elbilse ile erkekler, kendi çizgilerini yansıtmak konusunda sınırlandırılmış oluyorlar. Ancak, Dockers® ürünlerimiz, stil sahibi bir erkeğin iş hayatında da kendi duruşunu yansıtabileceği benzersiz bir alternatif sunuyor. Aynı Dockers®’larla iş çıkışında sosyal yaşantısını devam ettirebilmek ise aktif yaşantısı olan günümüz modern erkeği için özgürlük anlamına geliyor. Ürünlerimiz rahatlık, fonksiyonellik, moda ve stili bir araya getiriyor. Dockers® markasının duruşunu açıklamak için Dockers®’la özdeşleşen khaki pantolonların ortaya çıkış hikâyesini ve sonrasında erkeklerin hayatlarına nasıl girdiğini anlatmak gerekiyor. Hindistan’da “toz” anlamına gelen khaki’nin tarihi, bu ülkedeki İngiliz kolonisine kadar uzanıyor. Khaki, yani toz rengi pantolonlar resmi olarak ilk kez 1867’de Britanya askerleri tarafından giyildi. Daha sonra bütün Britanya Krallığı ordularının ve ABD’nin 1. Dünya Savaşı’na katılan birliklerinin üniforması khaki oldu. İkinci Dünya Savaşı’nda ise ABD askeri gücünün khaki üniformalarının rengi yeşile döndü ve bu olay orijinal khaki pantolon fikrinin temelini oluşturdu. Bu tarihten sonra khaki bir rengin ötesinde bir pantolon tarzı oldu. Ardından gelen dönemde militer giyim tarzı Hollywood’da hızla yayıldı. 1950’lere gelindiğinde ise khaki artık üniversitelere girmişti. 1980’lerin ortasında ise ‘Wall Street’ giyim tarzında “Cuma günleri serbest giyinme modası”yla iş dünyasında yeni bir rüzgâr esmeye başladı. Dockers®’ın sunduğu khaki pantolonlar da bu akımın yaratılmasında başrolü oynadı. Khaki bir pantolondan fazlası. Bir tavır, bir duruş ve bir yaşam stili oldu. Dockers® olarak cesur ve çağdaş kesimlerimiz ile smart-casual giyim tarzının lideri ve çok başarılı bir temsilcisi olarak öne çıkıyor; özgür ruhlu dünya erkeklerini takım elbise zorunluluğundan kurtarıyoruz. Hafta içi iş hayatında “formal” hafta sonunda “casual” giyim alternatifleri sunan San Franscisco‘lu bir khaki pantolon markası olarak öne çıkıyoruz.
 
Her 10 erkekten 8’i Dockers® giyecek

Dockers®’ın ürün gamı hakkında bilgi alabilir miyiz, hangi ürünler sunuluyor Dockers® müşterileri için?
Dockers® dünyanın en çok sevilen ve en rahat “khaki” pantalon markası. Dockers® markasının D-fitlerini bir kere deneyen ve alan bir daha vazgeçemiyor. Günümüzde pek çok erkeğin gardırobunda çoktan yerini alan Dockers® Khaki’lere ister kumaş pantolon, ister jean muamaelesi yapabilirsiniz. Her okazyona uyum sağlayacak olan khaki pantolonları, istediğiniz tarz üst ve ayakkabı ile rahatlıkla kombinleyebilirsiniz. D-fit pantolonlarımız D0, D1 ve D2 modelleri ile farklı kumaş alternatifleri ile geniş bir koleksiyonumuz var. Özellikle renkli pantolonlar bu senenin en trend ürünlerinden. Khaki pantolon üstüne khaki gömlek giyilmesi, Dockers® Yaz 2011 sezonunun başlıca trendi olarak öne çıkıyor. Beyaz bir tişört ya da khaki kumaştan bir gömlek ile kombinlenen Dockers® Khaki pantolonu bu trende iyi bir örnek oluşturuyor. Yaz 2011 sezonu için yenilenen dar kesim Dockers® Khaki pantolonlar ise bu yazın favorisi olacak. Ayrıca, teknolojik kumaş ile üretilen “never iron” ütü istemeyen pantolonlarımız ve gömleklerimiz de erkeklerin gardırobundaki vazgeçilmez parçalar arasında yer alıyor. Bu sene çok geniş bir şort koleksiyonumuz da mağazalarda yer alıyor. Hem şık hem spor alternatifleri ile şortlar bu sene çok moda. Düz, çizgili ve kareli kumaşlar ile herkesin zevkine göre bir şort bulması mümkün. İki sezondur çok beğenilen yıkamalı “Laundered Shirts” gömlek koleksiyonumuz ile her sezon bizi takip eden sadık Dockers® müşterisinin karşısına bu yaz da çok farklı detayları ile çok geniş bir gömlek seçeneği sunuyoruz. Ayrıca ofiste çok uzun saatler oturarak çalışan ve çok seyahat eden Dockers® müşterilerimiz için “never iron” ütü istemeyen ve zor buruşan pantolon ve gömlek koleksiyonlarımıza yaz renklerini ekleyerek devam ediyoruz.

2010 yılı için büyüme hızınız ne oldu? Beklentilerinizi karşılayabildiniz mi?

2010 yılı içerisinde yeni açılan satış noktalarımızla Türkiye ve Orta Doğu pazarlarında büyümeye devam ettik. Bu sene markamızın 25’inci yılını kutluyoruz ve bugün ABD’de her 10 erkekten 8’in dolabında Dockers® pantolon var. Biz de Dockers® Türkiye olarak, ürünlerimizle Türkiye’de çok daha fazla erkeğin gardırobunda yer almayı hedefliyoruz. Maalesef rakam veremiyoruz ancak, bu hedef doğrultusunda başarılı adımlarla ilerlediğimizi ve 2010 yılı hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim.

Mağaza yatırımlarında lokasyon seçiminizde neler etkili oluyor? Dockers®’ı daha çok AVM’lerde görüyoruz. AVM’lerin avantajları nelerdir size göre?
Mağaza ve satış noktalarımız için lokasyon belirlerken müşteri kitlesi, mağazanın yeri ve etrafında bulunan diğer marka portföyü seçimlerimizi etkiliyor. AVM’lerde müşteri kitlemize ulaşmayı sıklıkla tercih ediyoruz çünkü bu mekânlar modern hayatımızda uğrak noktaları haline geldi. AVM’ler insanların uzun zaman geçirdikleri; aileleri ve arkadaşları ile buluştukları ve sosyalleştikleri alanlar oldu. Bunun yanı sıra insanlar için beğendikleri ve alışveriş yapmaktan zevk aldıkları tüm markaları aynı çatının altında bulmak büyük kolaylık. AVM’ler, olumsuz hava koşullarından etkilenmeyen mekânlar olarak da tercih ediliyor. Dolayısıyla, mağaza ve satış noktalarımız için lokasyon belirlerken potansiyel müşteri sirkülâsyonu yüksek, geniş bir kitleye ulaşabileceğiniz ve mağazaların daha geç saatlere kadar açık kaldığı yerler olarak AVM’leri tercih edebiliyoruz.

Özgürlüğüne düşkün erkeklerin markası

Üretim süreçleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Türkiye’de mi üretim yapılıyor? Vitrinlere kadar gelen ürünler hangi aşamalardan geçiyor?
Dockers® global bir marka, dolayısıyla koleksiyon tek merkezden yaratılıyor, fakat farklı lokal ihtiyaçlar mutlaka dikkate alınıyor. Dizayn ekibimiz SanFrancisco’da bulunuyor. Öncellikle onlar koleksiyon temalarını belirleyip temalara uygun olarak her sezon 3 farklı koleksiyon tasarlıyorlar. Tüm sene boyunca mağazalarımıza toplam 6 farklı koleksiyon gönderiyoruz. Tasarımlar daha sonra tüm dünyada olan üreticilere gönderilerek numuneler üretiliyor. Numuneler ile bayilerimizden siparişleri alıyoruz, daha sonra bu siparişler dünyanın birçok yerinde olan üreticilere sipariş olarak geçiliyor. Türkiye’de de Dockers®’ın hem alt hem de üst giyim üreticileri bulunuyor.

Müşteri profilinizi hangi yaş grubu oluşturuyor. Dockers® müşterisi kimdir?
Müşteri profilimizi yaş gruplarına göre ayıracak olursak 25–35 yaş ve 35–55 yaş grubu erkekler şeklinde iki farklı grupta toplayabiliriz: Bu iki grup için farklı tarz ürünler sunuyoruz. Birinci grup, yani 25–35 yaş arası erekler, kendi modasını yaratıyor. İkinci grubu oluşturan 35–55 yaş grubu erkekler ise özellikle rahatlığa önem veriyor. Ancak şu da var ki, eskiden yaş grupları ile hedef kitle belirlenirken artık hedef kitle daha çok yaşam tarzı ile öne çıkıyor. Hem iş hem de sosyal hayatında aktif, modern ve kentli erkekler müşteri profilimizi meydana getiriyor. Dockers® ürünleri başta ABD’de olmak üzere dünyanın bütün ülkelerinde modern erkeklerin gardırobunun başköşesini ele geçirmiş durumda diyebiliriz. Rahat ve kullanışlı Dockers® ürünleri, cesur ve çağdaş kesimleri ile smart-casual giyim tarzının lideri ve çok başarılı bir temsilcisi olarak tercih ediliyor. Şehirde yaşayan, takım elbise giymeyi tercih etmeyen, özgürlüğüne ve rahatına düşkün, kendine güvenli, kendini genç hisseden tüm dünya erkekleri hedef kitlemizdir diyebiliriz. Bu sene markamızın 25’inci yılını kutluyoruz ve ABD’de her 10 erkekten 8’in dolabında Dockers® pantolon var. Biz de Dockers® Türkiye olarak, Türkiye’de bunu hedefliyoruz.

2011 yılı hedefleriniz nelerdir? 2011’de kaç mağaza daha açmayı hedefliyorsunuz?
Şirket olarak bu bilgileri maalesef veremiyoruz. Ancak, hızlı büyüme hedefimiz olduğunu belirtebilirim.

Bu röportaj Mağaza dergisinden alınmıştır.

Darty 23’üncü mağazasını Mersin’de açtı

Darty, Türkiye’deki 23’üncü mağazasını Mersin’de açtı. Mersin ile birlikte Anadolu’daki 9’uncu mağazasını faaliyete geçiren Darty, böylece mağazalarının bulunduğu şehir sayısını da 9’a yükseltti. Her yıl 5 mağaza açma hedefiyle yola çıkan Darty, yılın ilk yarısı bitmeden bu yılki 3’üncü mağazasını açarak sene sonuna kadar bu hedefini aşacağı sinyalini vermiş oldu.

Açılışa özel yüzde 50’ye varan indirim ve sürprizleri kaçırmak istemeyen yüzlerce Mersinli Darty mağazasının önünde sabahın erken saatlerinden itibaren beklemeye başladı. Kuyruğa giren tüketicilerin sayısı mağaza açılış saati yaklaştıkça 300’den fazla kişiye ulaştı. Saat 9.00’da açılan mağazayı dolduran Mersin halkı kalabalığa rağmen herhangi bir izdiham yaşamadı. Dışardaki sıcak havaya aldırmadan uzun süre kuyrukta bekleyen kişilere Darty tarafından limonata ikram edildi.

En fazla ilgiyi ise LG 32” LCD TV ve Packardbell mini dizüstü bilgisayar gördü. Beyaz eşyalardan diz üstü bilgisayara, cep telefonlarından fotoğraf makinesine, video kameradan küçük ev aletlerine kadar birçok markada açılış nedeniyle indirim olduğundan, bazı ürünler dakikalar içerisinde tükendi.

Mersin mağazasının açılışına gösterilen ilgiden son derece memnun olduklarını belirten Darty yetkilileri yaptıkları açıklamada şunları söyledi; “Mersin’de açtığımız Darty Mersin – Marina mağazamız ile Akdeniz Bölgesi’ndeki 2’nci mağazamızı açmış olduk. Darty olarak yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Mersin’deki bu mağazamız ile birlikte mağaza sayımız 23’e yükselmiş oldu. Buradan 2011’de de geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek, Türkiye genelinde yeni mağazalar açmayı sürdüreceğimizin müjdesini vermek istiyoruz.”                       
   
Küçük ev aletlerinden beyaz eşyaya kadar 190 kategoride 355 markaya ait 5 binden fazla ürünün bulunduğu Darty; İstanbul, İzmit, İzmir, Ankara, Antalya, Adapazarı, Konya ve Çorlu’dan sonra Mersin mağazası ile Mersin halkına da hizmet verecek.   

‘Sadece mağaza’ yapıyor

Türkiye’de pek çok zincir mağazaya hizmet veren HCA Mimarlık’ın iddiasının altında “sadece mağaza yapıyor” olması yatıyor. HCA Mimarlık Genel Müdürü Şevki Aydın, kendi bünyelerinde bulunan metal ve mobilya atölyelerinin olmasının kendilerine önemli bir güç ve güven verdiğine dikkat çekiyor.

Dilerseniz önce sizi tanıyalım… Şevki Aydın kimdir ve HCA Mimarlık, nasıl bir fikrin serüveni?
1977 İstanbul doğumluyum. Zorunlu stajımda sevmeye başladım bu işi ve daha sonra edindiğim tecrübelerle de devam etti bu süreç. Elbette ki, inşaat, ev ve ofis dekorasyonlarında da görev aldım ama mağaza hep iyi bildiğim ve uzmanlaşmak istediğim bir alandı. Geçen yıllar ve süreç içerisinde hâlâ kalfaların ve ustaların gecekondu mantığı ile mağaza yapmaya çalışmaları bana HCA’yı kurmam gerektiği konusunda doğru zamanın geldiğini söyledi ve artık buradayım.


Sadece mağaza yapıyor olmanız önemli bir iddia. Bu konuda branşlaşmaya nasıl karar verdiniz?
Evet, İddiamız bu. Perakende sektörü günümüzde hızla büyümekte olan bir sektör… Ve bu sektörde bilinçsiz ve mağazacılık işinden anlamayan firmaların varlığı, bizi bu sektörde branşlaşmaya yöneltti. Hızla büyüyen perakende sektöründe kurallar ve alışılmış kalıplar da gün geçtikçe değişmeye başladı. Günümüzde zincir mağaza açan firmaların hızlı, kaliteli ve uygun fiyata mağaza yaptırmaları gerekiyor.  Bu şartlar altında uygun fiyatlı dekorasyon teklifleri alıyorlar fakat daha sonra yaşadıkları sıkıntılar ve aksaklıklar neticesinde işveren firmanın büyümesini yavaşlatırken prestij kaybına da neden olabiliyor. HCA olarak uygun fiyata iş yapabilmenin değil, kaliteli ve uygun fiyata iş yapılması gerektiğinin ve ancak bu şekilde müşteri memnuniyetini sağlayabileceğimizin bilincindeyiz.

Kendi bünyenizde metal ve mobilya atölyenizin olması, size nasıl bir güç ve güven veriyor?
Mağaza dekorasyonunun vazgeçilmezi mobilya ve metaldir. Ve bu yüzdende en büyük aksaklıklar bu ürünlerde yaşanır. Biz mağaza yaparken zamanla yarışır ve neredeyse 7/24 çalışırız ve bu süreçte bizi aksatacak, hızımızı kesecek hiçbir duruma yer vermeyiz. Diğer taraftan bakacak olursak ortalama olarak bir mağazada toplam rakamın yüzde 40’ını mobilya ve metal olduğunu düşünürsek hem maliyetlerimizi düşürebiliyor hem de kalitemizi koruyabiliyoruz. Bu da bize güven veriyor.

Perakendeye yönelik hizmetlerinizden bahsedebilir miyiz? Çözüm ortaklarınıza sunduğunuz ayrıcalıklar nelerdir?
Gelişmekte olan perakende sektörünün gün geçtikçe ihtiyaçları da artıyor. Değişen konseptler ve markaların birbirleri ile olan rekabetleri, dekorasyon konusunda da fazlasıyla sürüyor. Bu rekabette HCA olarak çalıştığımız markaların konseptleri ve değişen ürünlerini daha iyi teşhir edebilecekleri alternatif mekân ve stant tasarımları da sunabiliyoruz. Bu tasarımları çözüm ortağı olarak çalıştığımız markalarla bir araya gelerek alternatif fikirler üreterek ve bünyesindeki personeli gibi düşünerek tüm sorumluluklarını üzerimize alıyoruz. Çözüm ortaklarımıza sunduğumuz en büyük ayrıcalıklardan birisi de yaptığımız mağazaların şirket nezdinde garantisini vererek tüm sorunları ile ilgilenen bir firmayız. Garantimiz bittikten sonra da talep eden firmalara teknik servis imkânı vererek hiçbir aksaklığa sebebiyet vermeden 7/24 teknik servis hizmeti verebiliyoruz.

Perakendede kimlerle çalışıyorsunuz, butik çözümler mi sunuyorsunuz?
Müşteri portföyümüz ticari mekânlar, mağaza zincirleri ve kurumsal müşterilerden oluşuyor. Arow, Flo, Sevenhill,  Vimjo hizmet vermekte olduğumuz başlıca firmalar. Görüşmekte ve anlaşma yapmak üzere olduğumuz firmalar da var elbette.  HCA olarak zincir mağazalarla çalışıp ama bu mağazalara butik mağazaymış gibi ayrıcalıklı hizmet vermek, ana prensibimizdir. Bizimle çalışan her müşterimiz kendisini  “tek müşterimizmiş” gibi hisseder.

Kullanışlı, işlevsel, ekonomik

Tasarım anlayışınızı “farklı” kılan özellikler nelerdir? Örneğin bir mağazanın sizin elinizden çıktığını nasıl anlarız?
Bünyemizde profesyonel olarak iç mimar ve mimarlar çalışıyor. Açık söylemek gerekirse sırf tasarım yapmak için tasarım yapmayız. Tasarıma başlamadan önce markadan doğru bir bilgi almamız çok önemli.  Mağazada sergilenecek ürünler, hedef kitle ve mağazanın yeri gibi aldığımız bilgiler doğrultusunda hem mağazanın içinde ferah alanlar yaratıp hem de ürünlerin son tüketiciye doğru bir şekilde gösterilmesini sağlamak, diğer taraftan mağaza personeli tarafından kullanışlı ve işlevsel olması bizim için önemli.
 
Mimar ve marka arasındaki etkileşim, mağaza tasarımına neler katıyor? Kullanıcı profili nerede devreye giriyor?
Mimar ve marka arasındaki etkileşim, bilinçli markalaşmayı getirir. Markalaşmak isteyen fakat mimari açıdan mağazalarına gerekli önemi vermeyen firmalar da yok değil.  Bu firmalar yaptıkları yatırımların karşılığını alamıyorlar. Bunun en önemli nedeni, sattıkları ürünlerin sunumu ve yaptıkları mağazaların müşteri portföylerine uygun olmaması. Mimarlık firması ile çalışan bir marka büyüme hedeflerine, müşteri kitlelerine ve yaptıkları yatırımlara karşılık hedefledikleri cirolara daha net ulaşıyorlar. Ayrıca toplumumuzda mimarlık firmalarının daha pahalı olduğu kanısı mevcut… Bu teori kısmen doğru olsa bile bu işi profesyonel, satınalma gücü yüksek ve kendi bünyesinde üretim yapan ve ekonomik çözümler üretebilen firmalar da var. Bu iddialı firmalardan bir tanesi de HCA’dır.

Bir tarafta fonksiyonellik, diğer tarafta estetik ve dayanıklılık… Mağazanın dekorasyonu sırasında hangisi daha öncelikli?
Bir mağaza düşünün ferah, zarif estetik ama bu mağazadan bir ürüne dokunmak ya da yetişmek neredeyse imkânsız… Ya da tam tersi her şey elinizin altında ama sert ve küt… Sadece birini seçmek yanlış olur çünkü estetik ve fonksiyonellik bir arada olduğu zaman amacına ulaşır. Ancak zincir mağaza mantığında düşünecek olursak önemli olan mağazaların dekorasyon süreçlerini minimuma indirmemiz ve haftanın 7 günü kapanmadan yoğun bir şekilde hizmet vermesi gerekir. Bu açıdan bakıldığı zaman fonksiyonelliği bir basamak daha öne çıkarabiliriz.

Mimari proje ve iç mimari, tüketici tercihlerini nasıl etkiliyor? Mekân tasarımı ile müşteri sadakati artırılabilir mi?
Bir mağazaya gelen müşteriler elbette ki sırf dekorasyonu güzel diye gelmezler, bir mağazanın ferah, fonksiyonel ve estetik olması, müşterinin o mağazada daha fazla zaman geçirmesini sağlar. Mağazada müşterinin fazla zaman geçirmesi de satışların artmasında ciddi bir etkendir. İç mimari işte tam bu aşamada devreye girer. Bir mağazanın dekorasyonun, o mağazanın müşteri segmentine uygun ve hitap edebilir olması gerekiyor. Bu da, satılacak ürünün fiyatlarını belirler diyebiliriz. Çok iyi dekorasyonun mağazaya elbette ki etkileri ve katkıları olur. Ancak bir markada “yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlanır” dersek, hatta bunu kim söylerse yalan söylemiş olur.

Bu röportaj Mağaza dergisinden alınmıştır.

Makro: 2023’te 1 numaralı perakendeci olacağız

2010’da 790 milyon TL’lik net ciro yapan Makro, 2011’de ciroda 1 milyar TL’nin üzerine çıkmayı hedefliyor. Fortune Türkiye’nin en büyük 500 şirket araştırması 2009 yılı verilerine göre ciro sıralamasında ilk 100 firma arasında yer alan Makro, 2011 sonuna kadar İstanbul’da 15, Türkiye genelinde 170 mağazaya ulaşmayı planlıyor.

2011 yılı için belirledikleri 80 milyon TL’lik yatırım bütçesinin 30 milyon TL’sini İstanbul’a ayırdıklarını belirten Şeref Songör, Türkiye’de perakende ticaretinin üçte birinin gerçekleştiği İstanbul’a gelmenin kendileri için bir dönüm noktası olduğunu söylüyor.

2023’te Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’nin 1 numaralı perakendecisi olacaklarını ifade eden Şeref Songör, Makro’nun 5 yıllık büyüme hedeflerini de şu şekilde açıkladı: “Önümüzdeki 5 yılda ciromuzu 4 milyar TL’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Yatırım bütçemizi 500 milyon TL’ye, 148 olan mağaza sayımızı 450’ye yükseltmek için çalışıyoruz. Bugün yılda 70 milyon müşteriye hizmet veriyoruz, bu sayıyı 5 yılda 250 milyona çıkarma hedefindeyiz. 4 bin 350 çalışan ile Türkiye’de istihdamda 39. sıradayız. 5 yılda istihdamımızı 15 bine çıkarmayı planlıyoruz.”

Tesco Kipa Uluslararası Kurumsal İlişkiler Direktörü Ellen Gladders

Tesco Kipa, 22 ilde 47’si hipermarket, 76’sı ekspres olmak üzere toplam 123 mağazası, 270 bin metrekare net satış alanı ve 8 binden fazla çalışanıyla Türkiye’nin önde gelen perakendeci kuruluşlarından biri. Çevre duyarlılığı bilincinde öncü olan kuruluş, topluma değer katan sosyal sorumluluk projelerinde de liderliğini sürdürüyor. Farklı büyüklüklerdeki mağazalarla, müşterilerine doğru seçenek ve rahatlık karışımını sunabildiklerini söyleyen Tesco Kipa Uluslararası Kurumsal İlişkiler Direktörü Ellen Gladders, Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Son yıllarda küçük ‘Express’ ve daha fazla ürün çeşidinin bulunabildiği ‘Hipermarket’ formatını geliştirdiniz. Bu bağlamda geçtiğimiz yıl Balçova mağazasını Türkiye’nin ilk ‘Extra’ formatlı mağazasına dönüştürdünüz, Şubat ayında ise ilk kez İstanbul Beylikdüzü’nde ‘Süpermarket’ formatında bir mağaza açtınız. Dilerseniz öncelikle bu dönüşümden, ‘mağaza içinde mağaza’ formatından bahsedelim? Bu tür dönüşümlere neden ihtiyaç duyuldu ve bugün gelinen noktada sağlanan faydalar neler?
Tesco Kipa olarak müşterilerimize en iyi fiyatı, seçenekleri, rahatlığı ve hizmeti sağlamayı amaç edindik. Bu amaç doğrultusunda, Extra mağazalarımızdan Express mağazalarımıza kadar birçok farklı format geliştirdik. Farklı büyüklüklerdeki bu mağazalarla, müşterilerimize doğru seçenek ve rahatlık karışımını sunabiliyoruz. Kipa olarak Balçova mağazasını yeni ürünler ve departmanlarla tam kapsamlı bir hipermarket olarak hizmete sunduk. Tesco Kipa’nın temel ilkesi “Müşteriler için kimse bizden daha çok çalışamaz” anlayışıdır. Yeni Balçova mağazası genişletilmiş ürün gamı ile alışverişi daha kolay ve eğlenceli kılan bir mağaza ortamı sunuyor. İşte biz de Kipa’dan beklenen bu yüksek hizmet kalitesiyle müşterilerimizin alışveriş deneyimini artırma sözümüzü yerine getirmiş oluyoruz. Gıda ürünlerimizi ve diğer ürünleri dikkate aldığımızda toplam 35 bin ürünü tek çatı altında topladığımızı görüyoruz. Bu bağlamda Kipa telefon dükkanı, fotoğraf dükkanı ve optik reyonu olmak üzere yeni departmanlarla “mağaza içinde mağaza havası” yarattık. Ayrıca müşterilerimiz için harika bir alışveriş deneyimi sağlamak üzere, uzmanlık gerektiren bu reyonlara en güncel teknolojilerde eğitim görmüş olan personelimizi getirdik. Bu reyonlar, işaret levhaları aracılığıyla kolaylıkla bulunuyor. Böylece bebek eşyaları, evcil hayvan bakım ürünleri ve oyuncaklar gibi seçeneklerde Kipa’dan beklediğiniz ürün çeşitliliğini çok uygun fiyatlarla sunuyoruz. Tekstil departmanının büyüklüğünün iki katına çıkarılarak özenle yeniden tasarlanmasıyla, Kipa, müşterilerine markaların kendi mağazalarını aratmayan yepyeni bir alışveriş deneyimi sunuyor. Genişletilen elektronik departmanı, çok çeşitli yeni ürünler sunuyor. Kipa Tech ekibimizde, müşterilerin ihtiyaçlarına uygun ürünleri seçmesine yardımcı olmak için tavsiye ve bilgi veren çok iyi eğitim almış çalışanlar bulunuyor. Kipa Tech ekibine ek olarak müşterilerimize satın aldıkları ürünler hakkında yardımcı olmak üzere bir Teknik Yardım Hattı da hizmete açtık. Kipa olarak balık, unlu mamuller, üretim ve et reyonlarında yaklaşık 500 yeni ürünü raflarımıza ekleyerek gıda ürünleri alanında da pek çok iyileştirme yaptık. Raflarımızda en kaliteli ürünleri bulundurmamız, ulusal tedarikçilerle kurduğumuz güçlü ortaklıklar, dağıtım sistemimizdeki yenilikler ve kapsamlı personel eğitimi ile hizmetimizi bir üst seviyeye taşıdık.

İlk mağazanızı 1994 yılında Bornova’da açtınız, 2003 yılında Tesco ile kurulan ortaklık sonrasında mağazalarınızı diğer illerde de yaygınlaştırmaya başladınız; Türkiye’de Ege dışında Marmara ve İç Anadolu Bölgesi’nde yatırımlar yaptınız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da büyümeyi planlıyor musunuz?
Tesco Kipa olarak organik büyümenin önemine inanan bir şirketiz. Türkiye’nin pek çok bölgesinde büyüme fırsatlarını değerlendiriyoruz.

Mağaza açacak verimli yer bulma konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Yatırım stratejileriniz ne yönde? Satın alma yapmayı düşünüyor musunuz?
Mağazalarımız için en uygun konumları belirlemek üzere araştırma yapan bir departmanımız var. Sürekli olarak yeni fırsatlar arıyoruz ve doğru fırsatı bulduğumuz anda satın alma yapacağız.

Tesco Kipa’nın gelecek planları arasında yeni pazarlara yönelmek ve dünya genelindeki fırsatları değerlendirmek de var mı?
Tesco Kipa, dünyanın 3’üncü en büyük perakendecisi olan Tesco plc bünyesinde bulunuyor. Tesco, aralarında İngiltere, ABD ve Güney Kore’nin de bulunduğu 14 pazarda yer alıyor. Mağazalarında satış yapmak üzere satın alma merkezleri aracılığıyla dünyanın dört bir yanından en iyi ürünleri satın alıyor. İstanbul satın alma merkezi, yaklaşık 300 milyon TL’lik Türk malı satın alıyor. Tesco Kipa olarak Türk üreticisinin dünyaya açılmasını da destekliyor ve bununla gurur duyuyoruz. 2010 yılında düzenlenen Türk Haftası vesilesiyle Tesco Kipa Türk tedarikçilerin ürünlerini Türkiye dışındaki tüketicilerle buluşturmada önemli rol oynadı. Bu kapsamda Avrupa’da beğeniyle karşılanan Türk ürünlerinden kuru incir en çok Slovakya’da, kuru üzüm Çek Cumhuriyeti’nde, helva ise Polonya’da ilgi gördü. Tesco Kipa’nın desteğiyle tedarikçiler bir yılda Polonya’ya 200 tondan fazla kültür balığı (çipura, levrek ve alabalık) ihraç etti. İngiltere de dahil olmak üzere Avrupa ülkelerinden Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’ya ise yılda 750 ton balık ihraç edilmesi hedefleniyor.

Her yıl 13 milyon TL’lik enerji tasarrufu

Enerji tasarrufu konusunda yoğun çalışmalarınız var. Türkiye genelinde kaç mağazada enerji tasarrufu teknolojiler kullanıldı? Bu mağazalar ve kullanılan teknolojiler hakkında bilgi verebilir misiniz? Yapılan enerji tasarrufunu rakamlarla telaffuz edebilir miyiz?
Mağazalarımızda enerji tasarruflu ışıklandırma ve malzemeler kullanıyoruz. Doğalgazdan elektrik üreterek ısıtma ve soğutma amaçlı kullanma olanağı sağlayan CCHP teknolojisini kullanan ilk perakende şirketiyiz. Bu teknoloji elektrik tüketimini yüzde 10, karbon emisyonunu yüzde 15 oranında azaltıyor. Doğal güneş ışığı panellerinin kullanıldığı 22 mağazamız bulunuyor ve sayılarını artırmayı planlıyoruz. 2006 yılından beri devam ettirmekte olduğumuz enerji tasarrufu çalışmaları, her yıl elektrik harcamamızdan 13 milyon TL’lik bir tasarruf sağlıyor.

Personelinizi enerji tasarrufu konusunda nasıl eğitiyorsunuz?
Mağaza teknisyenlerimiz, mağazada enerji tasarrufunun ne şekilde sağlanacağı konusunda eğitim alıyor. Kullanılmadığı zamanlarda buzdolabı kapılarının kapatılması gibi ufacık şeylerin bile nasıl büyük bir fark yarattığını anlamalarını sağlıyoruz. Mağazalar, ne kadar enerji tükettiklerini ölçüyor. Performansları hakkında kendilerine raporlar sunuluyor ve böylece enerji kullanımını ne şekilde kontrol edebilecekleri ve azaltabilecekleri de bu raporlarda kendilerine gösteriliyor. Personelimizden bakım sorunlarını mümkün olduğunca erken bildirmelerini ve böylece hemen düzeltilmesini sağlamalarını istiyoruz. Ayrıca, personel gazetesinde düzenli olarak bu konuda yazılar yayınlanıyor.

Aslında Kipa’nın çalışan eğitimi konusunda da oldukça hassas olduğunu biliyoruz. 2007 yılından bu yana açılan ‘Usta Okulu’ programlarından ve verilen eğitimler konusunda bizleri bilgilendirebilir misiniz?

Usta Okulu, ustalık gerektiren mesleklerde çalışmaya istekli, yetenekli olan ve programa katılım şartlarına uyan tüm çalışanlarımıza açık bir program. Bu programla çalışanlarımıza Taze Gıda departmanlarında ustalık gerektiren görevlere hazırlanmaları için bir gelişim fırsatı yaratıyoruz ve geleceğe daha güvenli bakabilmelerine katkıda bulunacak bir meslek edinmelerini sağlıyoruz. Programda mağazalarımızda taze gıda ürünlerinde aynı standartlarda üretim olmasını sağlamaya yönelik eğitimler veriliyor. Adaylarımız toplamda 6 ay eğitim alıyor ve eğitimleri 3 ana bölümden oluşuyor. Toplam 6 aylık eğitim süresini 2 haftalık temel eğitim, 5 hafta süren uzmanlık eğitimi ve 19 hafta süren işbaşı eğitimi oluşturuyor. Eğitimleri boyunca her 1 aday için adayın eğitim aldığı mağazadaki 1 ustamız eğitimci olarak belirleniyor. Bu usta eğitimci, eğitimi boyunca adayın gelişiminden sorumlu oluyor. Yani aslında programın başından sonuna kadar usta-çırak ilişkisi içerisinde çalışıyorlar.

Dilerseniz sosyal sorumluluk çalışmalarınızdan da bahsedelim. Tesco Kipa, perakende kuruluşları arasında çevre duyarlılığı bilincinde ve sosyal sorumluluk projelerinde öncü konumunda…
Karbon emisyonunu yarı yarıya azalttığı için hybrid araçlar kullanmaya başlayan Çiğli Kipa mağazasında 3G Kojenerasyon enerji uygulaması, güneş enerjisi ve  günışığı kullanımı ile hipermarket ve alışveriş merkezleri için Türkiye’de ilk defa çağdaş enerji tasarrufu sağlama sistemi geliştiren ve son iki yıldır Küresel Isınma Kurultayı’nı düzenleyen Tesco Kipa’nın, çevre konusunu eğitimle bütünleştiren çok sayıda projesi bulunuyor. Tesco Kipa’nın Unilever, TOÇEV ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirdiği “Yarının İzleri” projesi, çocuklara çevre bilinci aşılamayı amaçlıyor. Ayrıca, Tesco Kipa çalışanları gönüllü olarak “Kipa Haydi El Ver” projesini yürütüyor; bu proje protokolü Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü’nün özel bir şirket ile Bakanlık düzeyinde yaptığı ilk protokol olma özelliğini taşıyor. Tesco Kipa olarak biz mağazalarımızda enerji tasarruflu ışıklandırma ve malzemeler kullanıyoruz. Çalışanlarımız tüm çalışmalarında günlük enerji tüketimimizi azaltmamızı sağlıyorlar. Ayrıca, Türkiye’de doğalgazdan elektrik üreterek, çıkan ısıyı ısıtma ve soğutma amaçlı kullanma olanağı sağlayan CCHP teknolojisini kullanan ilk perakende şirketiyiz. Bu teknoloji, elektrik tüketimini yüzde 10, karbon emisyonunu yüzde 15 oranında azaltıyor. Doğal gün ışığı ve güneş panellerinin kullanıldığı 22 mağaza inşa ettik. Sayılarını artıracağımız bu çevre dostu mağazalar, enerji tasarruflu teknolojileriyle, geleceğin mağaza anlayışını günümüze taşıyor. Çevreye verdiği zararı 3 bin kat azaltan eksiksiz karbondioksitli soğutma sistemini mağazalarında uygulayan ilk Türk perakende şirketi olacağız.

Özel markalı ürünlerde yenilik

Kipa markalı ürünler yelpazesinde neler bulunuyor? Bu ürünlerin cironuzdaki payı nedir?
Tesco Kipa özel markalı ürünleri, müşterileri aynı kalitedeki diğer lider markalı ürünleri daha uygun fiyatlarla sunarak bir ürün seçeneği sağlıyor. Aylık rutin yaptığımız grup müşteri görüşmelerinde, sıklıkla aldığımız pozitif geribildirimler özellikle Kipa ıslak havlu, tavuk, pastörize süt ve toz çamaşır deterjanı gibi ürünlerde yoğunlaştığını gözlüyoruz. Sadece 15 günlük promosyon döneminde 1 milyon adet Kipa ıslak havlu satışının gerçekleşmesi, aldığımız bu geribildirimleri pekiştirir nitelikte. Son yıllarda giderek artan private label ürün tüketimi, müşterilerin ürün algısında değişiklik olduğunu gösteriyor. Bir müşteri, kalitesini ve fiyatını beğendiği bir ürünü deneyip memnun kaldığında, bu ürünü tekrar satın alıyor ve aynı zamanda diğer ürünleri de deniyor. Tüm Kipa ürünleri, müşterilerin güven içerisinde satın almasını sağlayacak şekilde kapsamlı ve katı gıda güvenliği ve kalitesi standartlarına tabi tutuluyor. Bu yıl, rakiplerimizde bulunmayan bir özel markalı ürün getirdik. Taze sıkılmış meyve suyu keyfini yaşamak isteyen müşterilerimiz için, ekonomik fiyatlarla Kipa Taze Meyve Suları’nı satışa sunduk. Ürün, tamamen meyve içeriğine, saf ve doğal bir tada sahip olarak müşterileri kendisine çekecek. Amacımız, tedarikçilerimizle çalışmak, müşterilerimiz için en iyi hizmeti sunmak ve ömür boyu sadakatlerini kazanmak.

F&F, Cherokee ve On the Road gibi Tesco’ya özel uluslararası markalardan da bahsedebilir misiniz? Müşterilerinizin bu ürünlere ilgisi ne düzeyde?
F&F son derece uygun fiyat politikası ve geniş ürün yelpazesiyle müşterilerimizden oldukça rağbet görüyor ve tüm dünyada çok tercih edilen bir tekstil markası. F&F bünyesinde soyunma odaları barındırıyor ve müşterilere en fazla rahatlığı sağlamak üzere bazı mağazalarda kendi kontrol noktaları bulunuyor.

Kipa ClubCard uygulamasından da bahsedelim dilerseniz? Şu anda hangi mağazalarınızda, kaç müşteri tarafından kullanılabiliyor bu kartlar? Türkiye genelindeki tüm mağazalarınızda da uygulanmaya başlayacak mı?
ClubCard, müşteriler açısından son derece başarışı bir uygulama oldu. ClubCard programına ilk 15 günde 250 binden fazla kişi üye oldu.

Kipa olarak İzmir bölgesini tedarik zincirinizin tüm halkalarında desteklediğinizi biliyoruz. Yerel tedarikçilerle olan ilişkiniz ne düzeyde?
Ege bölgesindeki pek çok tedarikçi ile iyi ve uzun süreli ilişkilere sahibiz. Örneğin, turunçgiller, levrek ve çipura balığının büyük bir kısmını Ege bölgesinden sağlıyoruz.

Yılsonuna kadar kaç mağazaya ulaşmayı planlıyorsunuz? Hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Net bir rakam verememekle birlikte, Türkiye’de yatırım yapmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz…

Bu röportaj Market dergisinden alınmıştır.

Marketlerde kasiyersiz kasa dönemi

Türkiye’de ilk olarak bu yıl başında Migros tarafından başlatılan ve kasiyersiz olarak hizmet veren ”jet kasa” uygulaması, müşteriler tarafından kısa sürede benimsendi.

Kasada bekleme süresini %35 oranında azalttığı tespit edilen kasalar, yapılan anket çalışmasına göre müşteriler tarafından %99 oranında memnuniyetle karşılanıyor.

Migros Ticaret AŞ Ege Bölge Müdürü Ceyhun Usta, “Jet kasalar müşterilerimiz için kolay hızlı keyifli alışveriş yapma olanağı sağlıyor” dedi.

Türkiye’de perakende mağazacılık sektöründe bir ilk olarak bu yıl başında Migros tarafından başlatılan ve müşterilerin alış verişlerini kasiyersiz ortamda kendi kendilerine tamamlamalarına olanak veren “jet kasa” uygulaması kısa sürede benimsendi.

Migros Ticaret AŞ’den alınan bilgiye göre, bu yıl başında bir pilot uygulama olarak MMM Ataşehir Mağazasında başlatılan “jet kasa”lar, elde edilen olumlu sonuçların ardından ülke genelinde yaygınlaştırılmaya başlandı.

Ağustos ayı itibariyle ülke genelindeki 5 ilde toplam 20 mağazada faaliyete geçirilen “jet kasa” uygulaması, alışveriş sonrası kasada bekleme süresini azaltması bakımından müşteriler tarafından da olumlu karşılanıyor.

Migros Ticaret AŞ Ege Bölge Müdürü Ceyhun Usta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “jet kasa” uygulamasının, “müşteri beklentilerini aşma, yeniliklerle onların hayatını kolaylaştırma” hedefi doğrultusunda, Migros olarak Türkiye’de ilk olarak başlattıkları bir çalışma olduğunu söyledi.

“Jet kasa” adıyla kurdukları sistemle, dileyen müşterilerinin ödeme işlemlerini, kendi kendilerine çok kolay ve hızlı şekilde yapabildiklerini ifade eden Usta, sistem hakkında şu bilgileri verdi: “Sistem, üç ana başlık altında, okut-paketle-öde şeklinde çalışıyor.

Alışveriş yapan müşterimiz, jet kasaya geldiğinde ilk olarak, aldığı ürünlerini kasa kenarındaki bölüme bırakıyor ve kampanyalardan faydalanmak istiyorsa, Migros Card ya da Money kartını okutuyor.

Eğer yoksa da kasa ekranındaki ‘devam et’ tuşuna basarak ödeme işlemine başlayabiliyor.

Bu aşamada, müşteri aldığı ürünlerin üzerindeki barkodları tek tek kasa üzerindeki bölüme göstererek okutuyor ve yandaki poşetleme bölümündeki torbanın içine bırakıyor.

Tüm ürünleri kasada barkodlarını okutarak poşetleyen müşteri, daha sonra ekran üzerinde beliren ‘alışverişi tamamla’ tuşuna basıyor ve sonrasında kullandığı ister normal banka kartını, ister kredi kartını pos cihazına takıp şifresini girerek ödemesini yapıyor ve alışverişini tamamlamış oluyor.

Müşteriler jet kasadan memnun

Usta, müşterilerin, “jet kasa” uygulamasının hizmete girdiği mağazalarda yeni uygulamayı kısa sürede benimsediğini ve büyük memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Uygulamanın ilk olarak devreye girdiği İstanbul MMM Ataşehir Mağazasında, yapılan anket çalışmasında müşteri memnuniyetinin yüzde 99 seviyesinde çıktığını belirten Usta, kasaların her yaş grubundan müşteri tarafından, hiç bir güçlük yaşamadan kolaylıkla kullanılabildiğini söyledi.

Usta, “jet kasa”ya ilişkin yapılan ölçümlerde, uygulamanın, müşterilerin kasada bekleme süresini yüzde 35 oranında kısalttığının tespit edildiğini kaydederek, “Jet kasalar müşterilerimiz için kolay hızlı keyifli alışveriş yapma olanağı sağlıyor” dedi.

Jet kasalar istihdamı azaltmayacak

Ceyhun Usta, kasiyersiz olarak hizmet veren “jet kasa”ların, istihdama olumsuz etki yapıp yapmayacağına ilişkin soru üzerine de uygulamanın işletme maliyetlerini düşürmeye yönelik bir operasyon olmadığını belirtti.

Uygulamanın Migros mağazalarındaki istihdama olumsuz hiç bir yansıması olmayacağını vurgulayan Usta, şunları kaydetti: “Jet kasa uygulamasına geçilen mağazalarda eski sistem bir ya da iki kasa sökülerek bunların yerine, mağazasına göre 3 ya da 4 adet jet kasa yerleştirildi.

Yani eski durumda kasadan 1-2 kişi faydalanırken, aynı alanda 3-4 kişinin alışverişini tamamlama imkanı var.

Bu alanda eski kasalarda görev yapan kasiyerlerimiz, öncelikle “jet destek elemanı’ olarak müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyor.

Ayrıca bu arkadaşlarımız, diğer kasalarda da çalışıyorlar.” İzmir MM Özkanlar Mağazasında ödemelerini “jet kasa”da yaparak alışveriş yapan müşteriler de uygulamadan duydukları memnuniyeti ifade etti.

Uygulamanın “çok büyük kolaylık” getirdiğini dile getiren müşteriler, “Sıra beklemek durumunda kalmıyoruz. Çok kolay ve rahat” şeklinde görüş belirtti.